Aralık 03, 2023

DEMİR KUBBE NEDİR

 İsrail'in "Demir Kubbe" adı verilen savunma sistemi, kısa menzilli roket ve füzelerin hedefleri vurmasını engellemek için tasarlanmış bir hava savunma sistemidir. Bu sistem, radarlar ve hedef tespit sensörleriyle donatılmıştır. Algılanan tehditleri izler ve ardından bu hedefleri yok etmek için füze savunma sistemleriyle karşılık verir. Sistem, gelen füzeleri havada imha etmek için füzeleri ateşler. Ancak, sistemin nasıl çalıştığına dair ayrıntılı teknik bilgi ve işleyiş detayları tam olarak kamuoyuna açıklanmamış olabilir.


Elbette! İsrail'in "Demir Kubbe" savunma sistemi, kısa menzilli balistik füzeler, roketler ve havan mermilerine karşı koruma sağlamak için geliştirilmiş bir sistemdir. Genellikle Hamas tarafından atılan roket saldırılarına karşı kullanılmaktadır.


Bu sistem, radarlar, sensörler ve hedef tespit sistemleri aracılığıyla tehditleri algılar. Algılanan tehditlerin boyutunu, hızını ve tahmini düşme noktalarını belirleyerek bu bilgileri merkezi kontrol sistemine iletir. Ardından, merkezi kontrol sistemi, tehditlerin yok edilmesi için kararlar alır.


Hava savunma füzeleri, tehdit olarak algılanan füzeleri izleyerek ve onlara doğru yönlendirilerek havada etkisiz hale getirmeye çalışır. Füzeler, tehditleri yok etmek için hedeflere doğru yönlendirilir ve etkisiz hale getirilir. Ancak, bu sistemlerin teknik detayları ve tam çalışma prensipleri genellikle gizli tutulur ve tam olarak kamuoyuna açıklanmaz. Bu nedenle, sistemin tam işleyişi hakkında çok ayrıntılı bilgiye sahip olmak zor olabilir.

İsrail'in Demir Kubbe savunma sisteminin çalışma menzili hakkında kesin bir bilgi kamuya açıklanmamıştır. Genellikle, bu tür askeri sistemlerin belirli bir menzile sahip olduğu bilinir, ancak tam olarak ne kadar mesafeden tehditleri algıladığı ve etkisiz hale getirebildiği konusunda net bir açıklama bulunmamaktadır. Bu konuda kesin bilgiyi sağlamak için resmi açıklamaların veya güvenilir kaynaklardan güncel verilerin takip edilmesi gerekir.

Şeytan Sofrası 📍 Cunda Ayvalık Balıkesir


 

OSMANLIDAKİ FİLİSTİN


 Osmanlı İmparatorluğu döneminde Filistin, genellikle "Suriye Vilayeti" içinde yer alıyordu. Osmanlılar, 16. yüzyılın başlarından itibaren Filistin topraklarını kontrol altına aldılar ve uzun bir süre bu bölge üzerinde hakimiyet kurdular.


Filistin, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir vilayeti olarak Suriye Vilayeti'ne bağlıydı ve genellikle Gazze, Kudüs, Akka (Acre), Nablus, Beytüllahim ve diğer şehirleri içeriyordu. Osmanlı döneminde Filistin, kentsel merkezlerin yanı sıra tarıma dayalı bir ekonomiye sahip birçok köy ve kasabadan oluşuyordu.


Kudüs, Osmanlı döneminde dini önemi nedeniyle öne çıkan bir şehirdi. Osmanlılar, Kudüs'ün kutsal mekanlarını koruma ve yönetme konusunda özen gösterdiler. Ayrıca, Osmanlı döneminde Filistin'de farklı dini ve etnik gruplar barış içinde yaşamıştı; Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler bu bölgede bir arada yaşamış ve çeşitli dini ibadetlerini yerine getirmişlerdi.


Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, Filistin'de Siyonist hareketin yükselmesi ve Avrupa'dan gelen Yahudi göçleri, bölgede toplumsal ve politik dinamiklerde değişime yol açtı. Bu süreçte, Osmanlı yönetimi altındaki Filistin, toprak sahipliği ve kimlik konusunda çeşitli tartışmaların yaşandığı bir yer haline geldi. Bu gelişmeler, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve Britanya Mandası'nın bölgeyi kontrol etmesiyle sonuçlanan süreci tetikledi.

Filistin'in Osmanlı İmparatorluğu'ndaki son döneminde, 1917 Balfour Deklarasyonu'na kadar olan süreçte, Filistin toprakları Osmanlı kontrolü altındaydı. Son Osmanlı döneminde Filistin'i savunan önemli figürler arasında, İmparatorluğun yöneticileri, bölge liderleri, ve yerel halk bulunmaktaydı. Özellikle, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde Filistin'de etkili olan kişiler arasında Şerif Hüseyin ve ailesi, Osmanlı yönetimi altında yerel liderler, aşiret liderleri ve Filistin toplumu genelinde önemli figürler yer almaktaydı. Bununla birlikte, Osmanlı dönemi sona erdikten sonra, Filistin'deki politik ve toplumsal dinamikler önemli ölçüde değişti ve farklı gruplar ve liderler Filistin'in kaderi üzerinde etkili oldu.

Elbette, Filistin tarihinde Osmanlı dönemi önemli bir yer tutar. Osmanlı İmparatorluğu, 1516'da Mısır Memlük Sultanlığı'nı yenerek Filistin'i kontrol altına aldı. Bu dönem boyunca, Filistin toprakları genellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun eyaletleri arasında yer aldı. Osmanlı döneminde Filistin, farklı dönemlerde farklı yönetim biçimleri ve idari yapılar gördü.


Osmanlı yönetimi altında, Filistin'deki yerel liderler, aşiretler ve topluluklar genellikle kendi iç işlerini yönetme yetkisine sahipti. Bununla birlikte, Osmanlı merkezi yönetimi de bölgede politik ve idari dengeyi korumak için çeşitli politikalar izledi.


Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında, Filistin'de Siyonist hareketin yükselişi ve Avrupa'dan gelen Yahudi göçleriyle birlikte, yerel Arap liderler ve halk, kendi topraklarının geleceği konusunda endişelerini dile getirmeye başladılar. Bu süreçte, Filistin'deki Osmanlı yönetimine karşı çeşitli tepkiler ve yerel direnişler de görüldü.


Ancak I. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu çöktü ve Filistin toprakları Britanya Mandası altına girdi. Bu süreçte, Filistin'in kaderi ve yönetimi üzerinde çeşitli uluslararası anlaşmalar ve planlar gündeme geldi; bu da Filistin'in modern tarihindeki önemli dönemeçlerden birini oluşturdu.

Daha Fazla Bilgi İçin:https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/filistin-osmanlidan-nasil-koparildi/2