22.11.23

ESKİ İSTANBUL 13 ARALIK 1930


 Eski İstanbul - 13 Aralık 1930


Açıklama


1930 YILININ İSTANBUL'U (SESLİ)


Konuşmaları Dikkatlice Dinleyin!


VİDEO İÇERİĞİ


* Tarak ve kaşıkların elle üretilmesi, nargile içen bir adamın görüntüleri.


* Eski İstanbul'un çarşı görüntüleri


* Türk kadınları İstanbul'un bir köy kuyusundan su çekiyor.


* Yine İstanbul'a posta taşıyan bir tır konvoyunun gelişini görüyoruz. * Taşıttan yapılan çekimlerde Eski İstanbul'u görüyoruz.


* Sultan Ahmed Camii avlusunun kısa bir görüntüsü.


(Bu görüntülerin ham hali Güney Carolina Üniversitesi film arşivinde saklanmaktadır)

İSTANBUL 1920-1924 ARASI GÖRÜNTÜLERİ



 İstanbul 1920 - 1924 Yılları Arası Görüntüleri!


Eski İstanbul'un insanlarını, camilerini, meydanlarını ve boğaziçini gördüğümüz bu video ile o yıllara tanıklık edebiliyoruz.

Videodaki insanların hiçbiri hayatta değil...

MÜKEMMEL İKİLİ


 

DEMİR KUBBEYİ KÖR EDEN FİLİSTİNLİ ÖMER

 


Demir Kubbe'yi etkisiz hale getiren kişi, 1991 doğumlu Omar Z. M. A. çıktı. Gazze İslam Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Programcılığı Bölümü mezunu Omar, aynı tarihlerde, Gazze İçişleri Bakanlığı adına bir hackleme programı yazdı. Bu program tüm telefonlara sızabilme etkisine sahipti. İsrail, radarına aldığı Omar A.'yı yakalamak için çeşitli planlar yaptı.

NORVEÇ'TEN GELEN ŞÜPHELİ İŞ TEKLİFİ

2019 yılında bu kapsamda Omar A.'ya AM isim Norveçli yazılım şirketinden iş teklifi yapıldı. Anabella sahte ismiyle kendini tanıtan sözde şirket görevlisi, Gazzeli gençten bilgisayar programlama ve uygulama sistemleri tasarlamasını istedi. Bir süre sonra ise aynı şirketten Leonardio Causer ve Roland Gales adli kişiler Omar A.'yı aradı. Omar bu kişilere, "Whatsapp'tan görüntülü konuşalım" dedi. Ancak iki isim, her defasında bundan kaçındı. Teklif ısrarını sürdüren Norveçli şirketin yöneticileri, şirketin Belçika şubesinde işe alım yapabileceklerini belirterek ıslak imzalı Schengen vize davetiyesini Gazze'ye gönderdi. Ancak Omar A. bu davete rağmen artan şüpheleri üzerine Norveçlilerin iş teklifini reddetti.

MOSSAD İSTANBUL'DA DA KISKACA ALDI

Dünyanın en iyi yazılımcılarından ve hackerlerinden (bilgisayar korsanı) biri olarak gösterilen Omar A., 3 Mart 2020'de Mısır'ın başkenti Kahire üzerinden resmi yollarla çalışmak üzere İstanbul'a taşındı. Linkedin uygulaması üzerinden bilgisayar programlama ve yazılım alanlarında uzaktan dersler veren Omar, Türkiye'de Mossad tarafından sıkı takibe alındı. Mossad adına ilk teması, Nisan 2021'de Raed Ghazal adlı ajan kurdu. Fransız şirket Think Hire'ın İnsan Kaynakları yöneticisi olduğunu iddia ederek whatsapp üzerinden Omar ile irtibat kuran Ghazal, "Uygulama Yardımcısı" pozisyonunda iş teklifinde bulundu. Haziran ve Ağustos 2021'de İstanbul Beylikdüzü Marmara Park AVM, Bayrampaşa Forum İstanbul AVM ve Fatih Historia AVM'de yüzyüze mülakatlar yaparak Omar'ı şirkete kazandırmaya çalışan Raed Ghazal, bir süre sonra bir başka Mossad elemanı olan Omar Shalabi'ye işi devretti

TEK HEDEF TEL AVİV'E KAÇIRMAK

Ghazal ve Shalabi'nin tek hedefi, yazılımcı genci önce Avrupa'ya götürmek, oradan da İsrail'in başkenti Tel Aviv'e kaçırmaktı. İki Mossad elemanı, Omar A. ile telekonferans gerçekleştirdi. Görevi diğer ajana devreden Raid Ghazzal bir süre sonra ortadan kayboldu. Omar Shalabi, İnsan Kaynakları programı üzerinden eleman çalıştırma, ekleme ve silme ile ilgili bir program yazması karşılığında 10 bin ABD doları teklif etti. Programı hızlıca aktif hale getiren A.'ya bu para Fransız firma Think Hire'dan 3 parça şeklinde Kuveyt Türk hesabına gönderildi. Paraları gönderen ise John Foster sahte kimliğini kullanan Mossad elemanıydı.

20 BİN DOLAR MAAŞLA AKLINI ÇELMEYE ÇALIŞTI

Parayı gönderen kişiler, Filistinli Omar A.'ya yurtdışına seyahat etme sorununun olup olmadığını da devamlı gündemde tuttu. İlerleyen süreçte Mossad casusu Omar Shalabi, Omar A.'ya başka bir iş teklifinde bulunarak Haziran 2022'de Karadağ pasaportu taşıyan Nikola Radonij'e (44) işi devretti. Radonij, 28-31 Ağustos 2022 tarihlerinde İstanbul'da Karaköy Hoteli'nde konaklayan Mossad casusu Radonij, Gazzeli Omar'le hotelde yüz yüze görüşerek İstanbul'da kalması durumunda 5 bin 200 dolar sabit maaş, Brezilya'da et kesim fabrikasında proje uzmanı olarak çalışmayı kabul etmesi durumunda ise 20 bin dolar maaş teklifinde bulundu.

EV ADRESİ İÇİN GÖÇ İDARESİ TEZGAHI

Radonij, Mossad'a çalışan istihbarat elemanları Abdülber Muhammet Kaya, Foad Osama Hıjazı ve Fas uyruklu Youssef Dahmane isimli şahıslarla internet tabanlı projede birlikte çalışacaklarını belirtti. Bu şahıslardan birisini seçmesini istedi. Şahısların hepsi Mossad'la irtibatlıydı. Nikola Radonij, Omar A.'ya hemen pasaportunu ve ikametgâh adresini göndermesini istedi. Mossadlı casus, İstanbul İl Göç İdaresinde tanıdıkları olduğunu, kendisine İstanbul'da oturum alacağını belirtti. Amaç; Omar'ın İstanbul'daki ev adresini ele geçirmekti. Çünkü Omar A. ikamet adresinin gizlemek adına görüşme yaptığı noktalara üç otobüs değiştirerek gidiyordu. Nikola Radonij ısrarla yurtdışına gelmesi gerektiğini, şirketin kendisine ihtiyacı olduğunu belirtti. Bu ısrar üzerine devreye giren Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), uzun süredir kaçırılabilineceğini düşündüğü Omar Albaisy'i ikaz ederek yurt dışına çıkmasını engelledi.

Ancak Omar A., Eylül 2022'de İsrail'le diplomatik ilişkisi olmayan Malezya'ya 15 günlüğüne gezmek için seyahat etmeye karar verdi. MİT İstanbul Bölge Başkanlığı İstihbarata Karşı Koyma Dairesi (İKK), Omar A.'ya yönelik şüpheli iş tekliflerinden daha önceden haberdar olduğu için yurt dışına çıkmadan önce gerekli tüm uyarıları yaptı. Acil durumlarda telefonu kapatılsa bile sürekli konum bilgisini İstanbul'a yollayan bir uygulama A.'nın telefonuna yüklendi

MALEZYA'DA MOSSAD KAÇIRDI

Omar A., Malezya'ya gidince pusuda bekleyen Mossad harekete geçti. Üç ayrı hücreyle takipte olan Mossad, Malezyalı yerel kaynaklarından oluşan bir ekip oluşturdu. Liderliğini bir kadının yaptığı iki ayrı grup, Omar A.'yı 28 Eylül 2022 gecesi Malezya'nın simge yapısı Petronas İkiz Kuleleri'ne yakın bir mesafedeki Jalan Yap Kwan Seng bölgesinden Omar A.'yı bir araca zorla bindirdi. Yanındaki arkadaşına da sessiz olmasını söyleyen grup, Kuala Lumpur federal bölgesinden uzaklaşarak 50 kilometre uzaklıktaki Selangor bölgesindeki bir dağ evinde Omar A.'yı çapraz sorguya aldı.

Mossad timi, Hulu Langat bölgesindeki dağ evinde Tel Aviv'le video konferans yöntemiyle 36 saat sorguladıkları Omar A.'ya ağır işkence uyguladı. Tel Aviv'den bağlanan Mossad yöneticileri sorguda Demir Kubbe'yi körleştirmeyi başaran Filistinli bilgisayar programcısına bu programı nasıl geliştirdiğini, hangi kodlama dilini kullandığını, İsrail kamu görevlileri ve askerlerinin kullandığı android tabanlı cep telefonlarını hackleyen sistemi nasıl kapatabileceklerini öğrenmeye çalıştı. Ayrıca İstanbul'da kendisiyle beraber elektronik harp savaşı yürüten başka bilgisayar mühendisi, yazılım mühendisi ve bilgisayar programcısı olup olmadığı sorgulayan Mossad, hackleme sistemini geliştiren ağın nasıl kurulduğunu, hangi teknolojiyi kullandığını tek tek sordu.

MİT DEVREYE GİRDİ, MALEZYA OPERASYON YAPTI

MİT, kaçırılma olayını öğrenir öğrenmez Malezya'daki muhataplarına konunun çok acil olduğunu belirterek Filistinli yazılımcının dağ evinden kurtarılması için bulunduğu nokta konumunu gönderdi. Saatler sonra Malezya Özel Harekat timleri, dağ evine şok baskın gerçekleştirdi. Genç Filistinli sağ olarak kurtarıldı. Kuala Lumpur Sulh Ceza Mahkemesi, Filistinli yazılımcıyı kaçırıp sorgulayan 11 kişi hakkında tutuklama kararı verdi.

Bu önemli operasyonun ardından, geçtiğimiz haftalarda MİT koordinesinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri de bir Mossad ajanını İstanbul'da yakaladı. Filistinli Omar A.'ya bir proje ortaklığı çerçevesinde yaklaşan Foad Osama Hıjazi, MİT tarafından deşifre edilince düğmeye basıldı. Hıjazi, İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad'a casusluk yapmaktan İstanbul'da tutuklanarak cezaevine gönderildi.

DAHİ YAZILIMCI SAFE HOUSE'TA TUTULUYOR

MİT'in devreye girmesi sonucu kurtarılan Omar A., Türkiye'ye getirildi. MİT kontrolündeki bir Safe House'ta (Güvenli Ev) kalan Omar A., ustası olduğu yazılım çalışmalarına da devam ediyor.

MALEZYA'DAKİ İLK OLAY DEĞİL

Çoğunluğu Müslüman olan ve Filistin davasının güçlü bir destekçisi olan Malezya'nın İsrail ile herhangi bir diplomatik ilişkisi bulunmuyor. SABAH'ın yaptığı araştırmaya göre, İsrail devletinin Malezya'daki kaçırılma vakası ilk değil. 2018 yılında yine Hamas üyesi Gazze doğumlu elektrik mühendisi Fadi Muhammed el-Batş, Kuala Lumpur'da Mossad'a bağlı çalışan iki motosikletçi tarafından vurularak öldürüldü. Malezya yerel medyası da Fadi Muhammed el-Batş'in İsrail gizli servisi tarafından öldürüldüğünü yazdı.

Abdurrahman ŞİMŞEK (SABAH)


AĞLATAN VEDA


 

21.11.23

İSLAM'IN DİĞER DİNLERDEN FARKLILIKLARI

 İslam, diğer birçok dinle farklılıklar gösterir. İşte bazı temel farklılıklar:



1. **Tek Tanrılı İnanç (Tevhid):** İslam, tek tanrıya inanmayı vurgular. Diğer dinlerin bazıları da tek tanrıya inanır, ancak inanç biçimleri ve tanrının özellikleri farklılık gösterir.


2. **Kur'an:** İslam, Kuran'ı Allah'ın kelamı olarak kabul eder. Diğer dinler kutsal metinlere sahiptir, ancak İslam'ın kutsal kitabı olarak Kur'an benzersizdir.


3. **Peygamberler:** İslam, birçok peygamberi kabul eder ve Muhammed'i (sav) son peygamber olarak görür. Diğer dinlerde de peygamberler bulunur, ancak hangi peygamberlerin kabul edildiği ve nasıl görüldüğü dinlere göre değişir.


4. **İbadetler:** Namaz, oruç, zekat, hac gibi İslam'a özgü ibadetler vardır. Diğer dinlerin de kendine özgü ibadetleri bulunur ancak İslamdaki ibadetler farklılık gösterir.


5. **Şeriat:** İslam, şeriatı dinî ve hukuki kuralların birleşimi olarak kabul eder. Diğer dinlerde farklı hukuki sistemler veya yönergeler bulunur.


Bu, İslam'ı diğer dinlerden bazı farklı kılan ana özelliklerdir, ancak dinler arasındaki farklılıklar çok daha geniş bir yelpazede olabilir.

 İslam'ı diğer dinlerden farklı kılan bazı önemli özellikleri şöyle açabiliriz:


1. **Allah Kavramı:** İslam, Tanrı'yı "Allah" olarak adlandırır ve sadece tek ve eşsiz bir Allah'a  inanır. Diğer dinlerde de tanrı kavramları bulunsa da, İslam'ın Allah anlayışı farklıdır.


2. **Kur'an'ın Özel Konumu:** İslam inancına göre, Kur'an Allah'ın kelamıdır ve insanlara rehberlik etmek için Muhammed (sav)  aracılığıyla indirilmiştir. Diğer dinlerin kutsal metinleri farklı kaynaklardan gelir ve farklı şekillerde algılanır.


3. **Namaz (Salat) ve Diğer İbadetler:** İslam, beş vakit namaz, oruç, zekat ve hac gibi belirli ibadetleri yerine getirme zorunluluğunu vurgular. Diğer dinlerde de çeşitli ibadet biçimleri bulunur ancak bunlar İslam'dakiyle aynı değildir.


4. **Sünnet ve Hadisler:** İslam, Peygamber Muhammed (sav)'in sözleri, eylemleri ve onaylarından oluşan hadisleri ve sünneti önemser. Diğer dinlerde peygamberlere ait öğretiler veya geleneğe dayalı bilgiler farklı şekillerde aktarılır.


5. **Şeriat ve İslam Hukuku:** İslam, dini ve hukuki düzenlemeleri içeren şeriatı benimser. Diğer dinlerde de hukuki düzenlemeler veya ahlaki kurallar bulunur, ancak bunlar İslam'daki gibi kapsamlı bir şeriat sistemi değildir.


6. **Eşitlik ve Adalet:** İslam, eşitlik, adil davranma ve iyilik yapma prensiplerini vurgular. Diğer dinlerde de benzer ahlaki değerler bulunabilir, ancak vurgular ve uygulamalar farklılık gösterir.


Her dinin kendine özgü öğretileri, uygulamaları ve değerleri bulunur. İslam'ın diğer dinlerden farklılaşmasının nedeni, öğretileri, inanç sistemleri ve uygulamalarındaki özgünlükleridir.

Son olarak bizi İslamla şereflendiren Rabbize binlerce kez hamdü senalar olsun; Elhamdülillah.

20.11.23

DÜNYA ÇOCUK HAKLARI

 Dünya çocuk hakları, çocukların yaşam, gelişim ve korunması için uluslararası olarak kabul edilen haklardır. Bunlar, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde belirtilmiştir ve şunları içerir:



1. Eşitlik: Her çocuğun eşit haklara sahip olması.

2. Sağlık: Sağlıklı yaşama ve sağlık hizmetlerine erişim hakkı.

3. Eğitim: Ücretsiz ve zorunlu eğitim hakkı.

4. Korunma: İstismar, ihmal ve şiddetten korunma hakkı.

5. İsim Hakkı: Kimlik bilgilerinin korunması ve isminin kullanılması hakkı.

6. Oyun ve Dinlenme: Oyun oynama, dinlenme ve boş zaman aktivitelerine katılma hakkı.

7. Düşünce ve İfade Özgürlüğü: Düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip olma hakkı.

8. Aile Yaşamı: Aileyle birlikte yaşama hakkı.

9. Engelli Çocuklar: Engelli çocukların özel ihtiyaçlarını karşılamak için desteklenmesi hakkı.

10. İnsan Ticareti ve Sömürüden Korunma: İnsan ticareti, çocuk işçiliği gibi durumlardan korunma hakkı.



Bu haklar, çocukların sağlıklı, güvende ve saygı gören bir ortamda büyümelerini sağlamayı amaçlar.

 Dünya çocuk hakları, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (BMÇHS) adıyla bilinen uluslararası bir sözleşme ile belirlenmiştir. Bu sözleşme, 20 Kasım 1989'da BM Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş ve 1990'da yürürlüğe girmiştir.


BMÇHS, çocukların temel haklarını ve ihtiyaçlarını belirlerken birçok önemli ilkeyi içerir:


1. **Ayrımcılık Yasağı:** Çocukların ırkı, cinsiyeti, dil, din, engellilik durumu gibi herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan tüm haklardan yararlanma hakkı vardır.

  

2. **Çocukların İyiliği İlkesi:** Çocuğun en üst düzeyde yararı gözetilir. Karar verme süreçlerinde çocuğun faydası ön planda tutulur.


3. **Çocuğun Gelişimi İlkesi:** Çocukların fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimlerinin en iyi şekilde desteklenmesi gerekir.


4. **Katılım Hakkı:** Çocukların kendi görüşlerini ifade etme hakkı vardır. Kararlar, çocuğun yaşına ve olgunluğuna uygun bir şekilde alınmalıdır.


Bu sözleşme, çocukların korunması, eğitimi, sağlık hizmetlerine erişimi gibi birçok alanda haklarını güvence altına alır. Üye ülkelerin çocukları bu haklardan yararlanmaya ve korunmaya yönelik politikaları uygulamaları beklenir. Ancak, her ülke kendi iç hukuk düzenlemeleriyle bu hakları uygulamaya koymakla yükümlüdür.


Çocuk hakları, dünya genelinde çocukların yaşam kalitesini artırmak ve onları korumak için temel birer referans noktasıdır. Bu haklar, çocukların sağlıklı, güvende ve özgür bir şekilde büyümesini sağlamak amacıyla küresel düzeyde büyük önem taşır.

HİTLER VE HOLOKOST

 Adolf Hitler, 20. yüzyılın en tartışmalı figürlerinden biridir. Almanya'nın Nazi Partisi'nin lideriydi ve 1933-1945 yılları arasında Almanya'nın Şansölyesi ve Ardından Führer'i olarak hükümette kontrolü elinde bulundurdu. II. Dünya Savaşı'nın başlamasına yol açan politikalarıyla tanınır. Holokost'un gerçekleşmesindeki sorumluluğuyla da anılır; milyonlarca insanın ölümüne yol açan soykırım politikaları ve Yahudi karşıtı zulmüyle tarihte kara bir noktadır. Hitler, savaşın sonlarına doğru intihar etmiştir.



Elbette, Adolf Hitler, 20 Nisan 1889'da Avusturya'nın Braunau am Inn şehrinde doğdu. Gençliğinde sanat okuluna gitmek istemiş ancak kabul edilmemiştir. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman Ordusu'nda savaşmış ve savaş sonrası Almanya'da siyasi faaliyetlere başlamıştır.


Hitler, Alman milliyetçiliği ve antisemitizm üzerine kurulu bir ideoloji olan Nazizmi (National Socialism - Ulusal Sosyalizm) benimsemiş ve bu ideolojiyi Almanya'nın liderliği için kullanmıştır. 1933'te Şansölye olarak göreve gelmiş, ardından demokratik süreçleri ortadan kaldırarak diktatörlüğünü kurmuştur.



Hitler'in politikaları, Almanya'yı ekonomik olarak toparlamış ancak aynı zamanda savaşa sürüklemiştir. II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte, Alman ordusu büyük bir güç olarak Avrupa'yı istila etmiş ve milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur.

HOLOKOST 

Holokost, Hitler'in Yahudilere yönelik sistematik soykırım politikasıdır. Nazi rejimi altında, altı milyondan fazla Yahudi ve birçok diğer azınlık grubu, toplama kamplarında öldürülmüştür.


Savaşın sonlarına doğru, Almanya'nın yenilgisinin kaçınılmaz olduğunu gören Hitler, Berlin'deki bir yeraltı sığınağında intihar etmiştir. Hitler'in mirası, tarihte insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri olarak kabul edilir ve onun yaşamı ve ideolojisi geniş çapta incelenir ve eleştirilir.

Holokost, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın lideri Adolf Hitler'in emriyle gerçekleştirilen ve özellikle Yahudiler olmak üzere çeşitli azınlık gruplarına karşı yapılan sistematik ve kitlesel soykırımı ifade eder. Bu kapsamlı insanlık dramında, altı milyondan fazla Yahudi, Nazi toplama kamplarında, kurşuna dizilerek ya da açlık, işkence ve kötü muamele nedeniyle öldürülmüştür.



Holokost, sadece Yahudilere yönelik değildir, aynı zamanda Romanlar, Slavlar, engelliler, siyasi muhalifler ve diğer azınlık grupları da Nazi rejiminin zulmüne maruz kalmıştır. Toplama kampları, gaz odaları, zorla çalıştırma ve açlık gibi yöntemlerle insanlık dışı muamele ve ölümler gerçekleşmiştir. Holokost, tarihte yaşanmış en büyük insanlık dramlarından biri olarak kabul edilir ve bu trajedi, insanlık için unutulmaması gereken bir anıt olarak görülür.

Elbette, Holokost, Nazi Almanyası'nın Yahudi nüfusunu ve diğer çeşitli azınlık gruplarını yok etme politikasının bir parçasıydı. Nazi rejimi, 1933'ten 1945'e kadar olan süreçte, Almanya'nın sınırları dışında da toplama kampları, infazlar ve sürgünler yoluyla toplu katliamlar gerçekleştirdi.


Nazi yönetimi, insanları ırk, etnik köken, dini inanç veya siyasi görüşlerine göre sınıflandırdı ve Yahudiler başta olmak üzere çeşitli grupları hedef alarak kitlesel öldürme politikasını uyguladı. Bu süreçte toplama kampları, ölüm kampları ve imha kampları kuruldu. Auschwitz, Treblinka, Sobibor, Majdanek ve Dachau gibi kamplar, milyonlarca insanın öldürüldüğü yerler olarak trajiği temsil eder.


Yahudiler, toplama kamplarına gönderilirken önce zorla çalıştırılıyor, açlık ve işkenceye maruz kalıyor, daha sonra gaz odalarında topluca öldürülüyorlardı. Bu süreçte ayrıca çocuklar, yaşlılar, engelliler ve diğer savunmasız gruplar da acımasızca öldürüldü.


Holokost, sadece insanlık tarihindeki en korkunç soykırımlardan biri değil, aynı zamanda insanlık için önemli bir ders olmuştur. Bu trajik olaylar, insanların ırk, din veya farklılıkları nedeniyle ayrımcılık ve nefreti reddetmesi gerektiğinin bir hatırlatıcısıdır. Holokost, soykırımın insanlığa getirdiği acı ve yıkımı asla unutmamak ve tarih boyunca barış ve insan hakları için çaba göstermek adına önemli bir hatırlatıcıdır.

18.11.23

SAVAŞLARDA UYULMASI ZORUNLU ULUSLARARASI KURALLAR

 Dünya savaş hukuku veya uluslararası insancıl hukuk, çatışma durumlarında insanların korunması ve insanlık dışı muamelelerin önlenmesi amacıyla oluşturulmuş bir hukuk dalıdır. Bu hukuk, savaş zamanlarında askeri personel, sivil insanlar, tutsaklar ve yaralılar gibi çatışmanın etkilediği herkesin haklarını ve korunmasını düzenler. Cenevre Sözleşmeleri ve ek protokoller, uluslararası insancıl hukukun temelini oluşturur ve savaş zamanında insanların korunmasını sağlamak için belirli kurallar ve standartlar belirler.



Savaşta uyulması gereken kurallar genellikle uluslararası insancıl hukuk tarafından belirlenir. Bu kuralların bazıları şunlardır:


1. Askeri Hedeflere Saldırı: Sadece askeri hedeflere saldırılabilir; sivil nüfus, sivil altyapı ve tesisler saldırıdan korunmalıdır.


2. Orantılılık İlkesi: Askeri eylemler, beklenen askeri yararla sivil kayıplar arasında makul bir orantı içinde olmalıdır.


3. Savaş Esiri Muamelesi: Savaş esirleri insanlık onuruna saygı gösterilerek muamele görmelidirler. İşkence ve kötü muamele kesinlikle yasaktır.


4. Yaralı ve Hastaların Bakımı: Savaşta yaralı ve hasta kişilere insani yardım sağlanmalıdır. Kırmızı Haç/Kızılay gibi tarafsız insani yardım kuruluşlarına erişim sağlanmalıdır.


5. Kimyasal, Biyolojik ve Nükleer Silahların Kullanımı: Bu tür silahların kullanımı genellikle uluslararası anlaşmalarla yasaklanmıştır.


6. Savaşta Yaralıların ve Sivil Popülasyonun Korunması: Siviller, yaralılar, hamile kadınlar, çocuklar ve medya mensupları gibi savunmasız gruplar özel koruma altındadır ve saldırılardan kaçınılmalıdır.


Bu kurallar Cenevre Sözleşmeleri ve ek protokollerde ayrıntılı olarak belirtilmiştir ve uluslararası toplumun çoğu ülkesi tarafından kabul edilmiştir.

Tabii, uluslararası insancıl hukuk, savaş ve çatışma durumlarında insanların korunması için belirlenen bir dizi kuralı içerir. Bu kurallar, savaşın etkilerini en aza indirgemek, insanlık dışı muameleyi önlemek ve insanların yaşam, sağlık ve onurunu korumak amacıyla oluşturulmuştur.


Cenevre Sözleşmeleri, savaş zamanında ve işgal altındaki bölgelerdeki sivillerin, yaralıların, savaş esirlerinin ve sivil tıbbi personelin korunmasını sağlar. Bu sözleşmeler, insanların insanlık dışı muameleden, işkenceden ve keyfi infazlardan korunmasını amaçlar.


Ek olarak, Lahey Sözleşmeleri ve ek protokoller, savaşta askeri işlemler ve askeri unsurların davranışları üzerine kurallar içerir. Bu belgeler, askeri operasyonların sivil nüfusa zarar vermesini en aza indirmeyi ve kültürel mirasın korunmasını sağlamayı amaçlar.


Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi uluslararası mahkemeler, uluslararası insancıl hukuku ihlal eden kişileri yargılamak için kurulmuştur. Bu mahkemeler, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi suçları yargılar ve cezalandırır.


Uluslararası insancıl hukuk, uluslararası toplumun çoğu ülkesi tarafından kabul edilmiş ve bu kurallara uyulması teşvik edilmektedir. Bu kurallar, savaşın acımasız etkilerini en aza indirgemeyi, insanların haklarını korumayı ve insani yardımın güvenli bir şekilde sağlanmasını amaçlamaktadır.

17.11.23

SEZAİ KARAKOÇ

 Sezai Karakoç, 1933 yılında Diyarbakır'da doğmuş, Türk şair, yazar ve düşünürdür. Edebiyat hayatına şiirle adım atan Karakoç, Türk kültürüne, milli ve manevi değerlere büyük önem veren eserleriyle tanınır. Genellikle milli duyguları ve insanın iç dünyasını derinlikli bir şekilde işleyen şiirleriyle bilinir. Eserleriyle Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir.



  Sezai Karakoç, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Genellikle şiirleriyle tanınır ve Türk kültürüne, milli değerlere büyük önem vermiştir. Milli duyguları ve insanın iç dünyasını derinlikli bir şekilde ele aldığı eserleriyle dikkat çeker. Şiirlerinde genellikle aşk, özlem, aidiyet gibi temaları işlerken, aynı zamanda felsefi derinlik taşıyan metinlere imza atmıştır.


Edebiyat hayatına 1950'lerde başlayan Karakoç'un şiirleri, özellikle Türkçenin zenginliğini kullanması ve derin anlamlar barındırmasıyla öne çıkar. "Surgun" gibi eserleriyle tanınan şair, aynı zamanda "Kültür ve Sanat Üzerine" adlı deneme kitabıyla da düşünce dünyasını okuyucularıyla paylaşmıştır.



Karakoç'un eserlerindeki derinlik, genellikle insanın varoluşsal sorgulamalarını, milli kimlik ve değerlerin önemini işlerken aynı zamanda toplumsal meselelere de değinir. Şiirlerinde duygusal derinlik, dilin gücü ve estetik anlayışıyla edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmiştir.

Elbette, Sezai Karakoç'un edebi kariyeri boyunca önemli eserleri ve düşünsel katkılarıyla edebiyat dünyasında iz bırakan bir figür olduğunu söyleyebilirim.


Karakoç'un şiirlerinde, milli ve manevi değerler, aşk, özlem gibi temaları işlerken aynı zamanda Türk kültürüne, tarihine ve insan psikolojisine dair derinlikli bakış açıları sunmuştur. Özellikle "Surgun" gibi eserleri, duygusal derinliği ve estetik yapısıyla ön plana çıkmıştır.


Ayrıca deneme tarzında eserleri de bulunmaktadır. "Kültür ve Sanat Üzerine" adlı kitabında, sanatın toplumsal hayattaki rolü, kültürün önemi ve sanatın insana etkileri gibi konuları ele almıştır. Bu denemelerinde de derin düşünceye, toplumsal meselelere ve insani değerlere vurgu yapmıştır.


Karakoç'un eserleri, sadece edebiyat alanında değil, aynı zamanda felsefi ve düşünsel açıdan da değerlendirilebilecek nitelikte olup, Türk edebiyatındaki özgün seslerden biri olarak kabul edilir.

16.11.23

Bisikletle hacca giden amcanın duygu dolu hikayesi



Bisikletle hacca giden amcanın duygu dolu hikayesi

"Bisikletiyle hududu kaçak olarak geçen ve Hacı olan takkeli ve aksakallı Mehmet Neşet Öz, seyyar bir vaiz, dönüşte Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan tevkif edilmiştir.' yazıyor eski bir gazete kupüründe. Hemen dikkat kesiliyorum!

56 yıl önce Hendek'ten yola çıkıp Hacca giden Neşet amca, kendi aramızda konuştuğumuz 'Bisikletle Hacca gidebilir miyiz?' sorusunun cevabını o zaman vermiş. (Hemen araştırmaya başlıyorum.) 1911'de Düzce'de doğan Mehmet Neşet Öz, Çanakkale şehitlerinden Esat Öz’ün oğlu.  


3 yaşlarındayken hem öksüz hem yetim kalan Mehmet Neşet Öz yakın akrabaları tarafından büyütülüp eğitimini tamamlıyor ve memleketinde imam olarak göreve başlıyor.


(1952 yılında Hacca gidip geliyor ve) sonraki yıllarda Adapazarı Hendek Kargalı Hanbaba köyüne yerleşiyor.



Müftülüğün görevlendirmesi üzerine şehir şehir gezerek gezici vaizlik yapıyor. Vazifesi sırasında bisikletiyle kaza geçiriyor, kamyonu sollama yaparken arkasından gelen taksiyi görmüyor, sadece bisikleti parçalanıyor.

15.11.23

İSLAMDA KIYAMET

 İslam'a göre kıyamet, çeşitli alametler (belirtiler) ile önceden haber verilen ve Allah'ın insanlığın sonunu getireceği inancına dayalıdır. Kıyametin kopmasıyla ilgili detaylar İslam'in kutsal kitabı olan Kur'an'da ve Hz. Muhammed'in hadislerinde belirtilmiştir.



Kur'an'da ve hadislerde anlatıldığına göre, kıyametin kopmasıyla birlikte çeşitli olaylar meydana gelecek: yer sarsıntıları, dağların parçalanması, güneşin kararması, insanların diriltileceği mahşer günü, mahşer alanında hesap günü gibi olaylar gerçekleşecektir.

14.11.23

KARAKTER NEDİR

 KARAKTER NEDİR?



Üniversite Hocası Sınıfta Tahtaya Kocaman bir 1 rakamı yazmış ve; -"Bakın" demiş -"Bu karakterdir. Hayatta Sahip Olabileceğiniz en değerli Şey.."

13.11.23

MAHMUT ZAHİD KOTKU HOCAEFENDİ

 Mehmed Zahid Kotku, İslam âlimi, yazar, din adamı, vaiz, Nakşibendi şeyhi.

Doğum: 1897, Bursa

Ölüm tarihi ve yeri: 13 Kasım 1980, İstanbul

Çocukları: Hacer Muhterem Coşan

Defnedildiği yer: Süleymaniye Camii, İstanbul

Torunu: Muharrem Nureddin Coşan

Ebeveynleri: İbrahim Efendi, Sabire Hanım