28.7.24

Geredenin Tarihi Kültürü ve Gezip Görülebilecek Yerleri -Video


 

Geredenin Tarihi Kültürü ve Gezip Görülebilecek Yerleri

 G E R E D E



Gerede 1923 yılında vilayet olan Bolu’nun Düzce Mudurnu,Göynük ile birlikte 4 kazasından biri haline gelmiştir.

Gerede, uluslararası bisiklet ve kayak kros yarışmaları için çok uygun orman içi spor alanlarına sahiptir. Dünyanın uluslararası bir karayoluna en yakın kayak merkezi Gerede’dedir.Her yıl Temmuz ayı içinde Esentepe’de geleneksel “Esentepe Yağlı Güreşleri” yapılır. Şehrin kuzeyinde Esentepe, Arkut Dağlarında yaylalar başlıca mesirelik alanlardır. Özellikle Gerede Yaylaları yayla turizmine çok uygundur.


TARİHİ:


Gerede” adının ilkçağlarda kullanılan “Kratia”dan türediği bilinmektedir.Tarih içersinde FLAVİOPOLİS, GEREDİA, KRATYA, GERDİBOLİ, GERDÜPEBOLİ, GERDEPEBOLİ, GERDELE, GEREDE isimleri ile söylenmiştir.Kuruluşu ilk çağda Anadolu’da medeniyet kurmuş BİTİNYALILAR devrine dayanır.Sırasıyla Bitinyalılar, Frigyalılar, Lidyalılar, İranlılar, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar idaresinde varlığını devam ettirmiştir. Roma imparatoru 1.Theodosisus(Büyük) Bithynia ve Paphlagonia’nın bir bölümünü ele geçirdiğinde burada “Honorias Eyaleti” ni kurduğunda Flaviopolis Honorias’ın önemli kentlerinden biri oldu.


Bizans İmparatorluğu zamanında İstanbul Patrikhanesine bağlı bir psikoposluk merkezidir.Orta çağda müslüman Türk’lerin eline geçmeden önce şehir merkezinin Keçi Kalesi diye bilinen yerde Bizans Hakimiyetinde olduğu bilinmektedir.


Müslüman Türklerin eline geçtikten sonra bugünkü yerinde bir uç beyliği şeklinde yeniden kurularak Oğuz Türkleri ile iskan edilmiştir.(1197)Günümüzde Kayı ön adlı köyleri hala varlıklarını devam ettirmektedirler.(Kayı,Kayıkiraz,Kayısopran,Salur,Afşar,Kösreli) Uç beyliği döneminde yarı bağımsız bir şekilde,Büyük Selçuklular,Anadolu Selçukluları,İlhanlılar’a bağlı olarak,Osmanlılar’a geçmeden önce de bir müddet müstakil beylik olarak yaşadı. I.Alaaddin Keykubat(1219-1237) zamanında Gerede Anadolu Selçıklu Devletini meydana getiren 21 eyaletten biri idi.


Yıldırım Beyazıt Kastamonu’ya ilerlerken Gerede’yi Osmanlı topraklarına kattı(1395).O devirde Yıldırım Beyazıt tarafından Gerede’ye bir cami,bir hamam ve iki medrese yaptırılmıştır.Köprülüler devrinde de 2 Kervansarayın varlığı bilinmektedir. 1692 yılında Gerede,Bolu Sancağına bağlı subaşılık haline getirildi.1812 yılında 19 kazanın birleştirilmesiyle Bolu-Safranbolu birleşerek mutasarrıflık kurulmuş ve Gerede bu yönetim içinde kaza merkezi olarak yer almıştır.1864 yılından 1870 yılına kadar nahiyelik dönemi yaşadı.1870 yılında Bolu Sancağına bağlı kurulan 5 kazadan biri de Gerede’dir.Nahiyeleri de Mengen ve Çağa’dır (Kastamonu Salnamesi,Devlet salnamesi).


İbn-i Batuta Seyahatnamesinde Gerede’yi şöyle anlatır:”Burası bir yayla eteğinde güzel ve büyük bir şehirdir.Çarşı ve caddeleri geniştir.Dünyanın en soğuk yerlerinden biridir.Ayrı ayrı mahallelere bölünmüş olup,her mahalle halkı kendi aralarında yaşar,öteki mahallelerle bir yakınlık kurmaya çalışmaz.”


Evliya Çelebi XVII.y.y.da Gerede’den geçmiş ve Seyahatnamesinde Gerede’yi şöyle anlatmıştır.“Gerede, Bolu sancağı hakinde subaşılıktır.150 akçelik kazadur.Yeniçeri serdarı vardır.Şehir bir vasi ova içinde olup 100 adet tahta ve kiremit örtülü tarzı kaim hanesi vardır.9 mahallesi,10 mihrabı var. Çarşı içindeki cami güzeldir.3 tekke,1 hamam,3 han,200 dükkan,7 kahvehanesi vardır.Cümle esnafından ziyade debbağ ve bıçakçısı vardır.Gerede göni ve sathiyanı meşhurdur.Abu havası latif yayla yerdir.Ahalisi gayet tendürüttür. Halkı ekseriya softa ve talebedir. Soğuğu pek çoktur.Efvah-ı nasta soğuk anılsa;Erzurum soğuğu beni Geredede bulun demiş,deyu darbumesel söylerler.Halkı zinde,mücessem,seci Türk taifesidir.4 çevresi,cenubu Kenkırı şehrine varıncaya kadar mamur nahiyelerdir.40-50 bin Etrak taifesi vardır.”


1810 yılında Morier isimli bir seyyah Gerede’ye uğramış ve “İran’a, Ermenistan’a, Anadolu’ya ve İstanbul’a Seyahat” eserinde şunları yazmıştır: ”Gerede büyük bir şehirdir, girişinde fazla miktarda deri fabrikaları (tabakhane)görülüyor.Dükkanlar ve pazarlar iyi görünüşlü Türklerle dolu.”


Milli Mücadele yıllarında 13 Nisan 1920 de Düzce’de başlayan ayaklanma 21 Nisanda da Gerede’ye sıçramış,Ankara Hükümetinin Bolu Mebusu Şükrü Bey ve Hüsrev Beylerin müfrezelerinden oluşan iyi niyet kurulu Gerede yolunda ayaklanan köylülerce yakalanarak Bolu ve Düzce’ye götürülmüştür.Bunun üzerine bölgeye gönderilen Rafet Bey 31 Mayıs ta Gerede isyanını bastırmıştır.


TURİZM:


İlçemizdeki eşsiz tabii güzelliklerin yanında hatırlatılmayı,tanıtılmayı,keşfedilmeyi bekleyen ve her biri kendi döneminin özelliklerini devam ettirmek için inatla direnen ve ne yazık ki birçoğu bilinçsizce yapılan tamir ve yenilemelerle yozlaşan tarihi mekanların bir kısmı ve sayıları birkaç tane kalan fakat bakımsızlıkları nedeniyle harap hale gelen ahşap evler bu güzellikleri tamamlar niteliktedir.


1. Camiler ve Türbeler


Hacı Emin Efendi Camii

1957 yılında ahşap çark örtü tarzında yeniden yapılmıştır. Demirciler Mahallesindedir.


Yıldırım Bayezid Camii

Şehir merkezinde Seviller Mahallesi sınırları içindedir.1395′te Sultan Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmış 1944 yılı depremiyle yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir.


Yukarı Tekke Camii

Kabiller Mahallesindedir. Kitabesine göre 1267 H. tarihinde Abdullah Efendi tarafından yaptırılmıştır. Cami kerpiç olup dikdörtgen planlıdır.


Şeyh Hüseyin Efendi Camii

Yapım yılı bilinmiyor. 1957 de yeniden ahşap çark örtü tarzında yapılmıştır. Demirciler Mahallesindedir.


Çataklı Camii

1974 yılında ahşap yapı tarzında olan cami betonarme olarak yeniden yapılmıştır. Seviller Mahallesindedir.


Aşağı Tekke Camii

1957 yılında yıkılarak yeniden imal edilmiştir. Seviller Mahallesindedir.


Aşağı Ovacık Köyü Camii

H. 1309 – M. 1891´de Mabeyn ser marangozu El Hac İbrahim tarafından yaptırılmıştır


Ramazan Dede Yatırı

Esentepe mesireliğindedir. 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu´yu fethe çıkan Horasanlı akıncı Türklerinden Ramazan Dedenin küçük bir tepede bulunan kabri gelenler tarafından ziyaret edilmektedir


KEÇİ KALESİ


Şehrin 5 km kuzeyinde Arkut Dağı tepesindedir. Tarihi İpek Yolu üzerinde bir konaklama yeri olan Gerede´nin geçmişinde önemli, bir yeri olan kale halen varlığını devam ettirmektedir. Bir Ortaçağ yapısı olan Keçi Kalesi tahminen M.S. 7. ile 13.-14. y.y.lardan kalma bir yapıdır. 1995´te aslına uygun olarak restoresi başlamış ve tamamlanmıştır.


Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tarihi eser olarak tescil edilmiştir


Bir düşman Saldırısı üzerine şehir halkı mal ve hayvanları ile kaleye sığınır. Etrafa ha­kim bir büyük tepe üzerine yapılmış olan kale Geredeliler tarafından uzun süre istilacı düşmana karsı savunulur. Düşman tabii yapı ve Geredelilerin izin vermemesi üzerine kale etrafına yerleşmiş ve kaleyi almak için gündüzleri saldırmakta fakat muvaffak olamamaktadır. Bu nedenle onlarda bıkkınlık meydana gelmiştir. Zamanla kalede yiyecek sıkıntısı başlar. Şartlar Geredeliler için ağırlaşmaktadır. Bir gece kaledeki tüm keçilerin boynuzlarına mumları takarak yakıp kalenin dışına salıverirler ve hayvanları düşman karargâhına sürerler. Düşman bir anda neye uğradığını şaşırır. Karanlıkta ellerinde ateşlerle çok büyük bir ordunun üzerlerine geldiğini sanarak bozguna uğrayıp kaçışırlar, dağılıp giderler. Gerede­liler keçileri sayesinde istiladan kurtulmuştur. Hikâyeye göre kalenin ismi artik “Keçi Kalesi” olarak anılmaya başlar.


ASAR KALESİ


Bizans Döneminden önce olduğu söylenmektedir. İlçe merkezine yaklaşık 20 km. mesafede, Çağış, Akçaşehir, Ertuğral, Çalışlar Köyleri yolu üzerinde kayalık bir te­pe üzerindedir. Tepenin doğu tarafına inşa edilmiş olan kalenin iç kısmında şimdi girişleri kapalı olan kaya içi odalar bulunmaktadır. Tamamen kayalık bir alan olan teperin kuzey ve bati yönleri doğal sur halindedir. Gerek yapı tarzı gerek hakkında aşağıda anlatılan hikâye kaleyi olduksa ilginç hale getirmektedir. Burası bu haliyle turistlerin ilgisini çekecek boyuttadır. çevreye hakimlik ve çevredeki mükemmel tabiat güzellikleri bilhassa fotoğraf meraklılarının ilgisini çekecektir.


Hikâyeye göre kalenin bulunduğu tepeyle, doğusundaki tepe arasında, Ulusu deresi altından bir geçitle bağlantı bulunmaktadır. Aslında halk bu küçük tepede kurulu şehirde yasamakta ve bir düşman saldırısı anında dere geçidi vasıtasıyla Asar Kalesi´ne çıkarak kendisini savunmaktadır.


Çağış – Akçaşehir -Çalışlar koy yolları üzerinde, Asarlık mevkiinde yerleşim kalıntıları mevcuttur.


TARİHİ YERLER:


KİLİSELİ TÜCCAR HANI


Kitirler Mahallesinde iki katli olup alt kati hayvan barınağı, alışveriş merkezi ve kahvehane bölümünü üst katı ise konaklama odalarını kapsar. Binaya güneyde at arabası ye süvari girecek kadar geniş. bir kapıdan girilerek üstü açık büyük bir avluya geçilir. Avlu etrafında alt kat bati ve kuzey cepheleri taş, doğu cephesi sütunlarla çevrili odalar halindedir. Doğu cephesindeki pencerelerden birinde bulunan (Hicri 1215 – Miladi 1800) tarihi hanin bu tarihlerde inşa edildiğini göstermektedir.


Tarihi ipek yolu üzerinde tüccar ve kervanların bir konak­lama yeri olan handa bir odanın doğu cephesindeki pencerelerden birinin kilit tasında bulunan hac buranın kilise olarak kullanıldığı fikrini vermektedir.


TARİHİ GEREDE HAMAMI

Yıldırım Beyazıt Ankara Savaşı sırasında buradan geçerken burada bir takim kişilerin tabak esnafı olduğunu görür ve şehre bir hamam ve camii yaptırır. Yıldırım Beyazıt zamanında yaptırılan hamam yıkılmış ve karşısında şu anda hizmet veren hamam yapılmıştır. Bu yapılar Gerede´nin Eski İpek Yolu olarak adlandırılan Bağdat yolu üzerinde bir konaklama yeri olduğunu göstermektedir. Yine Fuat Köprülünün Köprülüler devrinde Gerede´de iki tane kervansaray olduğundan bahsetmesi bu görüşü desteklemektedir.


ÇALAR SAAT VE KULESİ

Şehir Merkezinde 1882´de Ahmet Usta tarafından yapılmıştır. Yıkılma tehlikesi geçirdiği için aslına uygun olarak 2005 yılında Belediye tarafından yeniden restore edilmiştir.


ÇOGULLU KOYU KEMER KÖPRÜSÜ

(H.12O7) Kesme tastan yapılmıştır. Yapı özelliğini korumaya devam etmektedir.


SALUR KÖYÜ KÖPRÜSÜ

Muhtemelen Çoğullu Köprüsü´nün yapıldığı yıllarda yapılmıştır. Fakat kendine has özelliği, sonradan yapılan beton ilave ile bozulmuştur.


SALUR KOYÜ MAĞARALARI

Eski insanları tasvir eden figür ve şekillerin var olduğu anlatılmaktadır.


DOĞAL GÜZELLİKLER:


Mesire Yerleri Tabii güzellikleri ile ormanla iç içe olan şehrimiz tertemiz havası pırıl pırıl gökyüzü ve çam kokuları ile son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ve kamp yapmak isteyen spor kulüplerinin ilgi odağı halindedir.


ESENTEPE

Esentepe´de, yeşil yemyeşil, mavi masmavi ve beyaz bembeyazdır. Esentepe´de yaz mevsimi kışı, kış mevsimi yazı kıskanır. Şehrin 1. km kuzeyinde 1300m. yükseklikte benzeri bulunmayan bir tabiat güzelliğine sahip ve tüm ilçeye hakim manzarası olan Esentepe mesireliğinde yaşları yüzyılları aşan çam ve köknar ağaçlan sadece buraya has bir görünüm koku ve güzelliktedir. Bilhassa yaz mevsiminde piknik yapanlarla dolup taşmaktadır. Doğal yapı bozulmamıştır, çevre temizdir. Eski adi Ramazan Dede olan bu eşsiz güzellikteki tepeye, Atatürk devamlı esen rüzgârı nedeniyle Esentepe ismini vermiştir. Esentepe´de yaşları yüzyıllara varan çam ağaçları sadece buraya has bir görünüm ve güzelliktedir. Yazın piknik, gezi, kros, çim kayağı, kış mev­siminde kış sporlan yapılır.


Tabii halinin ve ağaçların korunduğu, son zamanlara kadar kozalaklarının dahi toplanmayıp toprağa karıştığı Esen­tepe´de bastığınız her yeşil çim otlarının altında yumuşacık bir toprak yapısına sahiptir. Mini Marmara denizi şeklindeki havuzuyla belediye çay bahçesi, nostaljik kir lokantası ve üç Yıldızlı Esentepe Turistik Oteliyle konuklarına huzurlu bir ortamda eğlence ve dinlenme imkânı sağlamaktadır. Futbol sahaları da profesyonel ve amatör futbol takımlarının çalışma sahaları olarak hizmet vermektedir.


YAYLALAR:


Geredeliler, yaz mevsiminde, Hacı Veli 5. km, Seviller 7 km, Rumşah 8 km, Hasbeyler 13 km, Bucak 12 km yaylalarına çıkarlar. Mesire amaçlı, dağ havasında, gürültüden uzak bir ortamda dinlenmeyi düşünerek yaylacılığı devam ettirmektedirler.


Yünlü Yaylaları şehrin güneyinde 20 km´lik mesafede Ankara D-100 karayolu üzerinde yemyeşil piknik alanlarına sahiptir.


Orman içi Mesire Yerleri:


Kırklar, Demirpınar, Aşağı ve Yukarı Yağlıca, Ağalar Daği en çok misafir ağırlayan mesi­re yerlerindendir. Buralar or­man içindeki genelde buz gibi soğuk kaynak suları ve çeşmeleri bulunan mesireliklerdir.


Esentepe´nin kuzeyinde doğudan batıya devam eden Arkut sıradağları Gerede´de en yüksek noktasına ulaşır (1476m). Bu dağlar köknar ağaçları, kayın ve sari çam ağaçları ile yabani fındıklıklarla kaplıdır. Demirpınar mevkisi ve çevresi geyik koruma alanıdır. Dağ turizmi içinde yaylalar ve av sahaları çok elverişli durumdadır.

Esentepe ve Arkut Dağı´ndaki yaylalar, mesire alanları yazın yerli ve yabancı turistlerin dinlenme yerleridir.


GEREDE’YE ULAŞIM :


Önemli karayollarının üzerinde bulunması nedeniyle Gerede’ye ulaşım son derece kolaydır. İlçemiz, D100 uluslararası karayolundan çift şerit olarak Ankara’ya 137 km., Bolu’ya 52 km, İstanbul’a 300 km, Zonguldak’a 140 km, Karabük’e 90 km mesafede bir kavşak konumundadır. Gerede bağlantısının olduğu otoyol şehrin güneyindedir. Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa ve Bolu’ya düzenli otobüs seferleri vardır.


Gerede’ye gidebilmek için D100 karayolunda:


Bolu’dan her yarım saatte Geredeliler Turizm ve Gerede-Bolu Seyahat otobüslerine binebilirsiniz.

Ankara’dan Öz Bolu, Öz Gerede, Metro Turizm ve Bartın, Karabük, İstanbul otobüslerine binebilirsiniz.

İstanbul’dan Harem ve Esenler Terminallerinden Öz Bolu, Metro ve Ankara, Karabük otobüslerine binebilirsiniz.

YÖRESEL ÜRÜNLER:


Bölgemizde tarım yaygın olmamakla birlikte çok miktarda hayvan mevcuttur. Büyük ve küçükbaş, hindi(yöresel adı “curuk”), kaz, ördek, tavuk bolca bulunur. Yöresel gıda maddeleri olarak yöreyle özdeşleşmiş kaz eti , hindi eti ve keş sayılabilir. Ayrıca şakşak helvası, köfter, çam balı daha başka bir çok helva, turşu ve reçel çeşidi mevcuttur. Yöre köylerinin bazılarında şeker pancarı(yöresel adı “çükündür”) yetiştiriciliği vardır. Bölgede çok çeşitli bir mantar zengiliği vardır. Kanlıca, ak kayışkan, kara kayışkan, gökgöbek, domalan ya da dömelen, cincile, tellice, ebişke, dede sakalı mantarı, inekcin, geyik mantarı, bal mantarı, nadir de olsa kuzu göbeği mantarı vs. sayılabilir. Dağlarda bol miktarda kuşburnu, böğürlen ve ahududu da mevcuttur. Türkiye’nin en kaliteli armutları Gerede’de yetişir. Osmanlı döneminde kalitesi Isparta gülüne denk güller yetiştirilirdi. Ancak gül üretimi günümüzde bitmiştir.


GEREDE YEMEKLERİ:


ET HAŞLAMA

KIZARMIŞ KAZ

HİNDİ DOLMASI

SOMUN EKMEĞİ (KÖY EKMEĞİ)

KÜL KÖMECİ

BAZLAMA

KATMERLİ GÖZLEME

KOL GÖZLEMESİ

CİZLEME

KÖMEÇ

PUF BÖREĞİ

SU BÖREGI

ETLİ MAKARNA

KEDİ BATMAZ

MIHLAMA

HÖŞMERİM

PALİZE(PALUZE)

YALAMUK

BAKLAVA

SARILI BURMA

TEL KADAYIF

UN HELVASI

EKMEK HELVASI

REÇELLER

Gerede’nin Meşhur Gül Reçeli:Özellikle Ramazan ayında gül reçeli sofranın vazgeçilmezlerindendir.Reçel Denince Şekerci Tevfik’in Yaptığı Reçelleri hatırlamak lazım. Ramazan ayından önce patlak kaplarda alınırdı.Gül yapraklarından yapılır, hoş kokulu reçeller hazırlanırdı.


Ayrıca evlerde, Yörede yetişen kızılcık, vişne, böğürtlen, dağ çileği gibi meyvelerin reçelleri yapılmaktadır. Gerede”de kuru ve yaş kayısıdan da reçel yapılır.


MANTAR ÇEŞİTLERİ VE YEMEKLERİ:


Yörenin yerli halkı, ilkbahar ve sonbaharda yetişen mantarların kavurarak yada böreklerde kullanarak tüketirler. Bu mantarlardan kanlıca, tereyağında kızartılarak yenir. Tellice mantarı önce haşlanır, eysıran yardımıyla dövülür. Soğan, kıyma ve yumurta ile kavrulur.


Kayışkan mantarı da ayni tellice gibi pişirilerek yenir. Cincile adı yenilen ve çok küçük ve kahverengi olan bu mantar da tereyağında kavrularak yenir.


MUTFAKTA KULLANILAN ARAÇ GEREÇLER


Köylerde yemekler ocaklarda, kuzine sobalarda, maltızda, odun ve kömür ile;ekmekler, baklavalar ise evlerin bahçelerinde bulunan fırınlarda pişirilir. Yörede hemen hemen evde bulunan mutfak araç ve gereçlerinin bir kısmı şunlardır:


Hamur Teknesi: Ağaçtan oyulması ile yapılan, boyutları değişen hamur kabıdır.


El Yaslagacı: Ağaçtan yapılan yassı ve küçük sapı olan bir alettir. Bazlamaç yapımında kullanılır.


Pislahaç: Genişliği yaklaşık el kadar olan, ağaçtan yapılmış, yassı ve sapı olan bir alettir. Gözleme, cizleme, yufka çevirmede kullanılır.


Eğsiran: Üçgen şeklinde olan, sapı, hamur kazımada kullanılan, 20-25 cm uzunluğunda demir parçasıdır.


Demir Sac: Yuvarlak şekilli saç parçasıdır. Altında ateş yakılarak uzerinde çizleme, gözleme ve yufka pişirilir.Bir de topraktan yapılan saç vardır. Bu sacda daha çok bazlamaç pişirilir.


Sac Ayağı: Üzerine tencere, taya, sac gibi şeyler koymak için yapılan, üç ayaklı, üçgen biçimindeki demir destektir.


Güveç: Topraktan yapılan pişirme kabıdır.


Sahan: Bakırdan yapılan, kapağı olan, kenarı düz veya iş1emeli tabaktır.


NE ALINIR?


Deri kemer, çanta, cüzdan ve aksesuar gibi deri ürünlerini şehir merkezinde faaliyet gösteren imalathanelerden temin edebilirsiniz.


İbrik, güğüm, sahan, kazan v.b. bakir el sanatları ürünlerini Bakırcılar çarşısı´ndan temin edebilirsiniz.


Helke: Taban dan, ağzı geniş, sapı olan uzunca bir kaptır. Daha çok süt konulur. Daha büyüğüne” stil” denir.


İbrik (Ubruk): Yandan kulplu, emzikli, boynu uzun, bakırdan yapılan su kabıdır.


Güğüm: İbriğin daha büyüğüne ve emziksiz olanıdır.


Bunlardan başka oklava, tabla, kazan, kevgir yörede kullanılan diğer mutfak araçlarıdır.

27.7.24

Naim Süleymanoğlu Kimdir -Video


 

Naim Süleymanoğlu Kimdir

 Naim Süleymanoğlu, 23 Ocak 1967'de Bulgaristan'ın Mestanlı (Momçilgrad) kentinde doğmuş, halterde efsaneleşmiş bir sporcudur. "Cep Herkülü" lakabıyla tanınan Süleymanoğlu, kariyeri boyunca birçok dünya ve olimpiyat rekoru kırmıştır. İşte ayrıntılı bilgiler:



### Erken Yaşam ve Kariyer Başlangıcı

- **Doğum:** 23 Ocak 1967, Mestanlı, Bulgaristan.

- **Halterle Tanışma:** Genç yaşta haltere ilgi duydu ve yeteneği kısa sürede fark edildi.

- **Bulgaristan Dönemi:** 1980'lerin başında Bulgaristan milli takımı için yarışmaya başladı. Bu dönemde pek çok gençler dünya rekoru kırdı.


### Türkiye'ye İltiacısı ve Başarıları

- **Türkiye'ye Kaçış:** 1986 yılında Melbourne'deki Dünya Şampiyonası sırasında Bulgaristan'dan Türkiye'ye iltica etti.

- **Türkiye Vatandaşlığı:** Türkiye’ye sığındıktan sonra vatandaşlık aldı ve Türk milli takımı adına yarışmaya başladı.


### Olimpiyatlar ve Dünya Şampiyonaları

- **Olimpiyat Başarıları:**

  - 1988 Seul Olimpiyatları: Altın madalya.

  - 1992 Barselona Olimpiyatları: Altın madalya.

  - 1996 Atlanta Olimpiyatları: Altın madalya.


- **Dünya Şampiyonaları:** Birçok dünya şampiyonasında altın madalya kazandı ve dünya rekorları kırdı. Toplamda 47 dünya rekoru kırmıştır.


### Rekorlar ve Teknik Özellikler

- **Rekorlar:** Süleymanoğlu, özellikle koparma ve silkme gibi tekniklerde dünya rekorları kırarak tarihe geçti.

- **Boyu:** 1,47 metre boyunda olmasına rağmen müthiş bir güç ve dengeye sahipti, bu yüzden "Cep Herkülü" lakabını aldı.


### Emeklilik ve Sonraki Yaşam

- **Emeklilik:** 2000 yılında aktif sporculuk kariyerini sonlandırdı.

- **Siyasi Kariyer:** Spor kariyerinin ardından kısa bir süre siyasetle ilgilendi.

- **Sağlık Sorunları:** Yıllar içinde sağlık sorunları yaşadı ve 18 Kasım 2017'de İstanbul'da hayatını kaybetti.


Naim Süleymanoğlu, spor dünyasında iz bırakan, olağanüstü başarıları ve rekorları ile hatırlanan bir isimdir. Hem Türkiye'de hem de dünya çapında halter sporunun en büyük efsanelerinden biri olarak kabul edilir.

26.7.24

Olimpiyatlar -Video


 

OLİMPİYATLARIN TARİHİ

 Olimpiyat Oyunları, MÖ 776 yılında antik Yunan'da Olimp Dağı eteklerindeki Olympia'da başlayan ve her dört yılda bir düzenlenen spor etkinlikleridir. İlk başta sadece Yunan şehir devletleri arasında yapılan yarışmalardan oluşuyordu. 









Modern Olimpiyat Oyunları ise Fransız baron Pierre de Coubertin'in öncülüğünde 1896 yılında Atina'da başlatıldı. İlk modern Olimpiyat Oyunları'nda sadece 14 ülkeden sporcular katıldı ve toplam 43 etkinlik gerçekleştirildi. Bu oyunlar zamanla büyüyerek günümüzde yaz ve kış olimpiyatları olarak iki ayrı organizasyon halinde yapılmaktadır. Yaz Olimpiyatları her dört yılda bir düzenlenirken, Kış Olimpiyatları da yine dört yılda bir, ancak Yaz Olimpiyatları'nın düzenlenmediği yıllarda yapılmaktadır. 


Olimpiyat Oyunları, dünya genelinde en prestijli spor etkinliklerinden biri olarak kabul edilir ve yüzlerce ülkeden binlerce sporcunun katılımıyla gerçekleşir.

Tabii, Olimpiyat Oyunları'nın tarihçesi ve evrimi hakkında daha fazla bilgi vereyim:


### Antik Olimpiyat Oyunları

- **Başlangıç:** MÖ 776'da Yunanistan'ın Olympia kentinde başladı.

- **Etkinlikler:** Yarışlar, at yarışları ve pentatlon gibi çeşitli atletik müsabakalar vardı.

- **Önem:** Sporcular, Tanrı Zeus'a adanmış tapınakta yarışırlardı ve kazananlar büyük onur kazanırdı.

- **Kapanış:** MS 393 yılında Roma İmparatoru I. Theodosius tarafından putperestlik unsurları nedeniyle yasaklandı.


### Modern Olimpiyat Oyunları

- **Kuruluş:** Pierre de Coubertin'in öncülüğünde 1894 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) kuruldu ve ilk modern Olimpiyat Oyunları 1896'da Atina'da yapıldı.

- **Genişleme:** 1900 Paris Olimpiyatları'nda kadınlar ilk kez yarışmalara katıldı. 1924 yılında Kış Olimpiyatları başlatıldı.

- **Yaz ve Kış Olimpiyatları:** İlk başlarda aynı yıl içinde yapılırken, 1994'ten itibaren farklı yıllarda yapılmaya başlandı.

- **Büyüme:** İlk oyunlarda birkaç yüz sporcu varken, günümüzde binlerce sporcu katılmaktadır. Ayrıca birçok yeni spor ve etkinlik programa dahil edilmiştir.


### Önemli Dönüm Noktaları ve Değişimler

- **1928 Amsterdam:** Olimpiyat meşalesi ilk kez kullanıldı.

- **1936 Berlin:** İlk televizyon yayını yapıldı ve meşale yarışları başlatıldı.

- **1960 Roma:** İlk kez tüm oyunlar televizyonlarda canlı yayınlandı.

- **1980 Moskova ve 1984 Los Angeles:** Soğuk Savaş dönemindeki boykotlar önemli olaylardandı.

- **1992 Barselona:** Profesyonel sporcuların katılımına izin verildi, bu da oyunların popülaritesini artırdı.


### Olimpiyatların Günümüzdeki Rolü

- **Kültürel Etki:** Olimpiyatlar, dünya çapında kültürel değişim ve barışın sembolü haline geldi.

- **Ekonomik Etki:** Ev sahibi şehirler ve ülkeler için büyük ekonomik fırsatlar sunar, ancak maliyetler ve getiriler tartışma konusudur.

- **Sosyal ve Politik Etki:** Olimpiyatlar zaman zaman politik protestolara ve sosyal hareketlere sahne olmuştur.


### Olimpiyat Sembolleri

- **Olimpiyat Halkaları:** Beş kıtayı temsil eden beş halka (mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızı) birbirine geçmiş olarak gösterilir.

- **Olimpiyat Meşalesi:** Antik Yunan'dan modern oyunlara kadar süregelen bir gelenek olarak, oyunların başlamasından önce yakılır ve oyunlar süresince yanar.

- **Madalya:** Altın, gümüş ve bronz madalyalar, birinci, ikinci ve üçüncü sırayı alan sporculara verilir.


Olimpiyat Oyunları, dünya çapında barış, birlik ve dostluğu teşvik eden en büyük spor etkinliği olarak kabul edilir.


21.7.24

Kıbrıs Barış Harekatı -Yazı

 Kıbrıs Barış Harekâtı, 20 Temmuz 1974'te Türkiye tarafından Kıbrıs Adası'na düzenlenen askerî bir müdahaledir. Bu harekâtın amacı, Kıbrıs'taki Türk toplumunu korumak ve adada barışı sağlamaktı. Harekatın ana sebepleri ve sonuçları şu şekilde özetlenebilir:



### Sebepler:

1. **Kıbrıs'taki Etnik Gerilimler**: Kıbrıs'ta Türk ve Rum toplumları arasında uzun süredir devam eden etnik gerilimler bulunmaktaydı.

2. **1960 Anayasası ve Kıbrıs Cumhuriyeti**: 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin anayasası, Türk ve Rum toplumları arasında güç paylaşımını öngörüyordu. Ancak, bu düzenleme zamanla Rum toplumunun tek taraflı baskıları nedeniyle bozuldu.

3. **1963 Olayları**: 1963 yılında başlayan ve "Kanlı Noel" olarak bilinen olaylarda birçok Kıbrıslı Türk, Rumların saldırılarına maruz kaldı ve bu da toplumlar arasında derin bir güvensizlik yarattı.

4. **15 Temmuz 1974 Darbesi**: Yunanistan'daki cunta yönetiminin desteğiyle, Kıbrıs'ta Makarios hükümetine karşı gerçekleştirilen darbe sonrasında, adanın Yunanistan'a bağlanması (Enosis) tehlikesi belirgin hale geldi. Bu, Türkiye için bir müdahale sebebi oluşturdu.


### Harekâtın Seyri:

1. **1. Aşama (20 Temmuz 1974)**: Türk Silahlı Kuvvetleri, Girne yakınlarında bir çıkarma yaparak adaya giriş yaptı. Aynı gün Türkiye, harekâtın amacının Kıbrıslı Türklerin güvenliğini sağlamak ve anayasal düzeni yeniden kurmak olduğunu ilan etti.

2. **2. Aşama (14-16 Ağustos 1974)**: İkinci aşamada Türk kuvvetleri, Lefkoşa'nın kuzeyini ve adanın doğusundaki Magosa'ya kadar ilerleyerek, kontrol ettikleri alanı genişletti.


### Sonuçlar:

1. **Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Kuruluşu**: 1983 yılında, harekât sonrasında Türklerin kontrolünde olan bölgede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. Ancak bu devlet, Türkiye dışında uluslararası alanda tanınmamaktadır.

2. **Adada Bölünme**: Kıbrıs adası, fiilen Türklerin kontrolündeki kuzey ve Rumların kontrolündeki güney olarak ikiye bölündü. Bu bölünme, hala çözülmemiş bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.

3. **Uluslararası Tepki ve Ambargolar**: Türkiye'nin Kıbrıs harekâtı, uluslararası alanda çeşitli tepkilere ve ambargolara yol açtı. Bu süreçte Türkiye, ABD başta olmak üzere birçok Batılı ülkenin ambargolarıyla karşılaştı.

4. **Müzakereler ve Çözüm Arayışları**: 1974'ten bu yana Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik birçok müzakere yapılmış, ancak kalıcı bir çözüm bulunamamıştır.


Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye ve Kıbrıs Türk toplumu açısından önemli bir dönüm noktası olmuş, Kıbrıs sorununun şekillenmesinde belirleyici bir rol oynamıştır.

 Kıbrıs Barış Harekâtı hakkında daha ayrıntılı bilgi verebilirim.


### Tarihsel Arka Plan:

Kıbrıs adası, tarih boyunca stratejik konumu nedeniyle birçok medeniyetin ve devletin ilgisini çekmiş bir bölgedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1571 yılında fethettiği Kıbrıs, 1878'de İngiltere'ye kiralandı ve I. Dünya Savaşı sonrasında resmen İngiltere'nin bir kolonisi haline geldi. Kıbrıs, 1960 yılında İngiltere'den bağımsızlığını kazandı ve Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu.


### Kıbrıs Cumhuriyeti ve Anayasal Düzen:

1960 Anayasası, Türk ve Rum toplumları arasında siyasi gücü paylaşmayı amaçlayan karmaşık bir düzenleme içeriyordu. Cumhurbaşkanı Rum, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ise Türk olacaktı. Ancak, iki toplum arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle anayasanın öngördüğü düzen işlerliğini yitirdi.


### 1963-1974 Dönemi:

1963 yılında başlayan toplumlararası çatışmalar, özellikle Kıbrıslı Türkler üzerinde büyük baskı oluşturdu. "Kanlı Noel" olarak bilinen olaylarda çok sayıda Türk öldürüldü ve birçok köy harap edildi. Bu olaylar, Kıbrıslı Türklerin izole bölgelerde yaşamalarına ve kendi güvenliklerini sağlamak üzere organize olmalarına neden oldu.


### 1974 Darbesi ve Müdahale:

15 Temmuz 1974'te, Yunanistan'daki cunta yönetimi, Kıbrıs'ta Makarios hükümetine karşı bir darbe düzenledi ve Nikos Sampson'u başa geçirdi. Darbenin amacı, Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamaktı (Enosis). Bu gelişme, Türkiye'yi harekete geçmeye zorladı. Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması'na dayanarak ve Kıbrıs Türklerini koruma amacıyla 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı'nı başlattı.


### Harekâtın Detayları:

- **1. Aşama (20-22 Temmuz 1974)**: Türk Silahlı Kuvvetleri, Girne'nin batısında Pladini (Yavuz) Plajı'na çıkarma yaptı. Aynı zamanda paraşütçüler Lefkoşa'nın kuzeyine indirildi. İlk aşamada, Türk kuvvetleri Girne-Lefkoşa hattını kontrol altına aldı.

- **2. Aşama (14-16 Ağustos 1974)**: İkinci harekât aşaması, adanın kuzeyindeki Türk kontrolünü genişletmek amacıyla gerçekleştirildi. Türk birlikleri, Lefkoşa'nın kuzeyini, Girne ve Mağusa'ya kadar olan bölgeleri kontrol altına aldı.


### Sonuçlar ve Etkiler:

- **Bölünme ve KKTC'nin Kuruluşu**: Harekât sonrasında, Kıbrıs adası fiilen ikiye bölündü. Kuzeyde Türklerin kontrolündeki bölgede, 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. Ancak bu devlet, yalnızca Türkiye tarafından tanınmaktadır.

- **Mülteci Sorunu**: Harekât sırasında ve sonrasında, birçok Kıbrıslı Rum güneydeki bölgelere, birçok Kıbrıslı Türk ise kuzeydeki bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Bu, adada ciddi bir mülteci sorununa yol açtı.

- **Uluslararası Tepkiler**: Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi, uluslararası alanda geniş yankı uyandırdı ve çeşitli ambargolarla karşılaştı. ABD ve Batı Avrupa ülkeleri, Türkiye'ye karşı ekonomik ve askeri ambargolar uyguladı.

- **Müzakereler ve Çözüm Arayışları**: 1974'ten bu yana Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik birçok müzakere yapıldı. Ancak, Annan Planı gibi girişimler başarısız oldu ve kalıcı bir çözüm bulunamadı. Adanın birleşmesi ve barışın sağlanması konusundaki müzakereler günümüzde de devam etmektedir.


### Günümüzde Kıbrıs Sorunu:

Kıbrıs sorunu, halen çözülmemiş bir mesele olarak uluslararası gündemdeki yerini korumaktadır. BM gözetiminde yürütülen barış görüşmeleri, zaman zaman ilerleme kaydetse de henüz kalıcı bir çözüme ulaşılamamıştır. Adada iki toplum arasında güven artırıcı önlemler alınmaya çalışılmakta ve iki toplumlu temaslar desteklenmektedir.


Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye'nin Kıbrıs politikası ve adadaki Türk toplumunun güvenliği açısından kritik bir dönüm noktası olmuştur. Bu harekâtın sonuçları, hem Türkiye'nin dış politikası hem de Kıbrıs'ın siyasi geleceği üzerinde kalıcı etkiler bırakmıştır.

15.7.24

15 Temmuz Darbe Girişiminin Şifreleri

 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi, Türkiye'de büyük yankı uyandıran ve pek çok tartışmaya yol açan bir olaydı. Bu darbe girişiminin şifreleri olarak nitelendirilen bazı ana unsurlar şunlardır:



1. FETÖ İddiası:

 Darbe girişiminin arkasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) olduğu ortaya çıktı. Türk hükümeti ve pek çok yetkili, bu örgütün darbe planlarını hazırladığını ve uygulamaya koyduğunu ortaya çıkardı.


2. Türk Silahlı Kuvvetleri İçindeki Yapılanma:

 FETÖ'nün, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yıllardır bir yapılanma oluşturduğu tespit edildi. Bu yapılanma sayesinde darbe girişiminde bulunabilecek güçte oldukları belirtildi.


3. Medya ve Sosyal Medya Kullanımı:

 Darbecilerin medya kuruluşlarına el koyma girişimleri ve sosyal medya üzerinden propaganda yapma çabaları dikkat çekti. Buna karşılık olarak, halk ve hükümet de sosyal medya üzerinden organize olup darbecilere karşı durdu.


4. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çağrısı:

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, darbe girişimi sırasında cep telefonu üzerinden CNN Türk'e bağlanarak halkı sokağa çıkmaya ve direniş göstermeye çağırması, darbenin başarısız olmasında önemli bir rol oynadı.


5. Sokağa Çıkma ve Halkın Direnişi:

 Halkın, darbe girişimine karşı sokaklara çıkarak tankların ve askerlerin önüne geçmesi, darbenin başarısız olmasında kritik bir faktör oldu. Halkın direnişi, darbecilerin planlarını bozdu.


6. Hukuki ve Adli Süreçler:

Darbe girişimi sonrasında geniş çaplı tutuklamalar ve görevden almalar gerçekleştirildi. FETÖ ile bağlantılı olduğu iddia edilen pek çok kişi gözaltına alındı ve yargılandı. 


Darbe Girişiminin Arka Planı


Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ):


- Fetullah Gülen liderliğindeki bu örgüt, 1970'lerden itibaren Türkiye'de eğitim, medya, yargı ve emniyet gibi kritik alanlarda örgütlenmiştir.

- Hedefi, devletin kritik kurumlarını ele geçirerek kendi ideolojilerini yaymak ve siyasi gücü ele geçirmek olarak tanımlanmıştır.

- 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe girişimi, bu hedefin doruk noktası olarak görülmektedir.


Türk Silahlı Kuvvetleri İçindeki Yapılanma:

- FETÖ'nün, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yıllardır kadrolaştığı tespit edilmiştir. Bu yapılanma sayesinde darbe girişiminde bulunabilecek güçte oldukları belirtilmiştir.

- TSK içerisindeki FETÖ mensuplarının, darbe girişiminde aktif rol oynadığı ifade edilmiştir.


 Darbe Girişiminin Gelişimi


Darbe Girişiminin Başlaması:

- 15 Temmuz akşamı, bir grup asker tarafından İstanbul ve Ankara başta olmak üzere çeşitli şehirlerde askeri hareketlilik başlamıştır.

- Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri tanklarla kapatılmış, Ankara'da F-16 uçakları alçak uçuş yapmış ve helikopterler havalanmıştır.


Medya ve Sosyal Medya Kullanımı:

- TRT binası basılarak, darbeciler tarafından darbe bildirisi zorla okutulmuştur.

- Sosyal medya üzerinden darbe karşıtı mesajlar hızla yayılmış, halkı sokağa çıkmaya çağıran mesajlar geniş kitlelere ulaşmıştır.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çağrısı:

- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk'e cep telefonuyla bağlanarak halkı sokağa çıkmaya ve darbecilere karşı direniş göstermeye çağırmıştır.

- Bu çağrı, halkın büyük bir kesimi tarafından karşılık bulmuş ve insanlar sokaklara dökülmüştür.


Sokağa Çıkma ve Halkın Direnişi:

- Halk, darbe girişimine karşı sokaklara çıkarak tankların ve askerlerin önüne geçmiştir.

- İstanbul Atatürk Havalimanı'nda, binlerce kişi toplanarak darbeye karşı direniş göstermiştir.


Darbe Girişiminin Bastırılması


Kritik Direniş Noktaları:

- Özel Harekat Daire Başkanlığı, Akıncı Hava Üssü, Genelkurmay Başkanlığı gibi stratejik yerlerde şiddetli çatışmalar yaşanmıştır.

- İstanbul'da polis ve halk, darbeci askerleri etkisiz hale getirmeye çalışmıştır.


Gözaltılar ve Tutuklamalar:

- Darbe girişiminin bastırılmasının ardından, geniş çaplı gözaltılar ve tutuklamalar başlamıştır.

- FETÖ ile bağlantılı olduğu iddia edilen pek çok kişi, kamudan ihraç edilmiş ve yargılanmıştır.


Hukuki ve Adli Süreçler:

- Darbe girişimi sonrasında Türkiye genelinde olağanüstü hal ilan edilmiştir.

- FETÖ ile bağlantılı kişilerin yargılanması süreci hızla başlatılmıştır.

- Binlerce asker, polis, yargı mensubu ve kamu görevlisi gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.


Uluslararası Tepkiler


Uluslararası Destek ve Eleştiriler:

- Pek çok ülke, Türkiye'nin demokratik kurumlarını destekleyen açıklamalarda bulunmuş ve darbeyi kınamıştır.

- Ancak bazı ülkeler, Türkiye'deki insan hakları ihlalleri ve geniş çaplı tutuklamalar olduğunu ileri sürüp her zaman illegal örgütlerin arkasında durdukları gibi eleştirilerde bulunmuştur.


Sonuç ve Etkiler


Toplumsal ve Siyasal Sonuçlar:

- 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye'de toplumsal ve siyasal açıdan derin izler bırakmıştır.

- Hükümet, FETÖ ile mücadelede kararlılığını sürdürmüş ve örgütle bağlantılı kurumları kapatmıştır.


Devlet Yapısında Değişiklikler:

- Darbe girişimi sonrasında, TSK ve diğer devlet kurumlarında kapsamlı reformlar gerçekleştirilmiştir.

- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş süreci hızlanmış ve 2017 referandumuyla kabul edilmiştir.


15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye'nin yakın tarihindeki en önemli olaylardan biridir ve etkileri hala devam etmektedir. Bu olay, Türk siyasetinde ve toplumunda derin değişikliklere yol açmıştır.

Sonuç olarak Çanakkale ruhu neyse, 15 temmuz darbe girişiminde bulunanlara karşı duran ruh aynıdır.


7.Uluslararası Tepkiler:

Darbe girişimi uluslararası düzeyde de geniş yankı buldu. Pek çok ülke, Türkiye'nin demokratik kurumlarını destekleyen açıklamalarda bulundu.


Bu unsurlar, 15 Temmuz darbe girişiminin ardındaki temel şifreler olarak kabul edilebilir. Olayın karmaşıklığı ve detayları üzerine pek çok araştırma, kitap ve makale yazılmıştır.


14.7.24

ABD ESKİ BAŞKANINA DÜZENLENEN ESKİ SUİKAST GİRİŞİMLERİ

 Donald Trump’a yönelik suikast girişimleri ve tehditler, onun siyasi kariyeri boyunca sıkça gündeme gelmiştir. İşte Trump’a yönelik bazı bilinen suikast girişimleri ve tehditler:



1. **2020 Ricin Mektubu**: Eylül 2020'de, Trump'a gönderilen bir mektupta ricin adı verilen zehirli bir madde bulunmuştu. Bu mektup, Beyaz Saray'a ulaşmadan önce yetkililer tarafından tespit edilmişti. Bir kadın şüpheli daha sonra bu olayla bağlantılı olarak tutuklandı.


2. **Mitchell Lunceford Olayı**: 2016'da, Las Vegas'ta bir Trump mitinginde Mitchell Lunceford adında bir kişi, Trump'a yaklaşmaya çalışırken gizli servis tarafından durdurulmuş ve gözaltına alınmıştı.


3. **Michael Sandford Olayı**: Haziran 2016'da, Michael Sandford adında bir İngiliz vatandaşı, Trump'a suikast düzenlemek amacıyla Las Vegas'taki bir mitingde bir polis memurunun silahını almaya çalışmıştı. Sandford, Trump’a suikast düzenlemeyi planladığını itiraf etmişti ve sonrasında tutuklanmıştı.


4. **Tehditler ve Sosyal Medya**: Trump, başkanlığı döneminde ve sonrasında sıkça sosyal medya üzerinden tehditlere maruz kaldı. Bu tehditlerin çoğu, gizli servis ve diğer güvenlik kurumları tarafından incelendi ve bazı durumlarda ciddi önlemler alındı.


Bu olaylar, genellikle sıkı güvenlik önlemleri sayesinde ciddi bir yaralanma veya ölümle sonuçlanmamıştır. Ancak, bu tür tehditler ve girişimler, özellikle yüksek profilli politikacılar için sürekli bir risk teşkil eder.

10.7.24

AYASOFYA'NIN SIRLARI (VİDEO)


 

AYASOFYA'NIN SIRLARI

 Ayasofya (Hagia Sophia), İstanbul'da bulunan ve tarihte hem kilise hem de cami olarak kullanılmış olan ünlü bir yapıdır. İşte Ayasofya'nın bazı sırları ve ilginç özellikleri:



1. **Ayasofya'nın İnşası ve Mimari Harikaları**: Ayasofya, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında inşa edilmiştir. İnşaatında kullanılan malzemelerin çoğu, o dönemin en iyi kalitesindendir ve bazıları antik dünyanın farklı bölgelerinden getirilmiştir. Özellikle büyük kubbesi, dönemin mühendislik harikalarından biridir.


2. **Mistik Efsaneler**: Ayasofya, birçok mistik efsaneye konu olmuştur. Bir efsaneye göre, inşaat sırasında bir meleğin işçilere yardım ettiği söylenir. Başka bir efsane, kubbenin iç kısmında İsa'nın yüzünün görülebildiğini iddia eder.


3. **Mozaikler ve Semboller**: Ayasofya'nın içinde, hem Hristiyan hem de İslam dönemlerinden kalma birçok mozaik ve sembol bulunmaktadır. Örneğin, İsa, Meryem Ana ve diğer dini figürlerin mozaikleri, yapının Hristiyanlık döneminden kalmadır. İslam döneminde ise bu mozaikler kapatılmış, ancak yapıya eklenen büyük hat levhaları ile İslam'ın simgeleri de eklenmiştir.


4. **Gizli Geçitler ve Odalar**: Ayasofya'nın altında ve çevresinde, çeşitli gizli geçitler ve odalar bulunduğu iddia edilmektedir. Bu geçitlerin bir kısmı hala keşfedilmemiştir ve tarihi araştırmacılar için büyük bir merak konusudur.


5. **Doğal Afetlere Dayanıklılığı**: Ayasofya, birçok büyük depreme ve yangına maruz kalmasına rağmen ayakta kalmayı başarmıştır. Bu dayanıklılık, yapının mühendislik ve mimari tasarımının ne kadar ileri düzeyde olduğunu göstermektedir.


6. **Akustik Harikası**: Ayasofya'nın iç mekan akustiği, muhteşem bir şekilde tasarlanmıştır. Yapının içindeki seslerin yankılanma süresi oldukça uzundur ve bu durum, içinde gerçekleştirilen dini ayinlerin ve duaların etkileyici bir atmosferde geçmesini sağlamıştır.


Ayasofya, sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda birçok tarihi ve kültürel hikaye barındıran, eşsiz bir yapıdır.

Ayasofya'nın sırları ve ilginç özellikleri hakkında daha fazla bilgi ise şu şekildedir.


### Tarih ve İnşa Süreci

- **İnşaat Süreci**: Ayasofya'nın inşası, 532 yılında başlamış ve sadece 5 yılda tamamlanmıştır. İmparator Justinianus, inşaatın hızlı bir şekilde tamamlanması için binlerce işçiyi seferber etmiştir.

- **İlk Kilise ve Yeniden İnşa**: Ayasofya'nın bulunduğu yerde daha önce iki farklı kilise daha vardı. İlk kilise 360 yılında, ikinci kilise ise 415 yılında inşa edilmiştir. Ancak her iki kilise de isyanlar sırasında yıkılmıştır. Bugünkü Ayasofya, üçüncü ve en büyük kilise olarak inşa edilmiştir.


### Mimarisi ve Tasarımı

- **Kubbe Mucizesi**: Ayasofya'nın devasa kubbesi, 31 metre çapındadır ve yerden 56 metre yükseklikte bulunmaktadır. Kubbe, Bizans dönemi mühendisliğinin bir şaheseridir ve ilk inşa edildiğinde, o dönemin en büyük kubbesiydi. Bu kubbe, İstanbul'da yaşanan depremlerden dolayı birkaç kez hasar görmüş ve yeniden onarılmıştır.

- **İç Mekan Süslemeleri**: İç mekan, mozaikler, mermer sütunlar ve duvar kaplamalarıyla süslenmiştir. Hristiyan döneminden kalma mozaikler, İsa, Meryem Ana, azizler ve imparatorların tasvirlerini içermektedir. İslam döneminde ise, mozaiklerin bir kısmı sıva ile kapatılmış ve büyük hat levhaları eklenmiştir.


### Gizemli Özellikler

- **Mermer Terleme**: Ayasofya'nın içinde bulunan bir mermer direğin terlediği söylenir. Bu direğin kutsal olduğuna ve şifa verdiğine inanılır.

- **Gizli Tüneller ve Odalar**: Ayasofya'nın altında ve çevresinde keşfedilmemiş birçok tünel ve oda olduğu düşünülmektedir. Bu tünellerin ve odaların, yapının farklı dönemlerinde kullanılmış olabileceği tahmin edilmektedir.

- **Deve Mozaiği**: Ayasofya'nın tabanında, İslam sanatının erken dönemine ait olduğu düşünülen bir deve mozaiği bulunmuştur. Bu mozaik, yapının tarih boyunca farklı kültürlerin etkisinde kaldığını göstermektedir.


### Tarihi Olaylar ve Anılar

- **Fetih ve Camiye Dönüşüm**: 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra, Fatih Sultan Mehmet Ayasofya'yı camiye çevirmiştir. Bu dönüşüm sırasında, yapıya minareler eklenmiş ve iç mekanda bazı değişiklikler yapılmıştır.

- **Müze Dönemi**: 1935 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün kararıyla Ayasofya müzeye dönüştürülmüştür. Bu dönemde, Hristiyan ve İslam dönemine ait eserler bir arada sergilenmiştir.

- **Yeniden Cami Olması**: 2020 yılında alınan kararla, Ayasofya tekrar cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, müze döneminden kalan birçok tarihi eser ve mozaik hala korunmaktadır ve ziyaretçilere açıktır.


### Kültürel ve Turistik Önemi

- **Turistik İlgi**: Ayasofya, her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilmektedir. Hem Hristiyanlık hem de İslam tarihi için büyük bir öneme sahip olması, yapıyı dünyanın en önemli kültürel miraslarından biri haline getirmiştir.

- **Sanatsal İlham Kaynağı**: Ayasofya, birçok sanatçı, yazar ve mimar için ilham kaynağı olmuştur. Özellikle kubbesi ve iç mekan tasarımı, farklı dönemlerde birçok sanat eserine ve mimari yapıya ilham vermiştir.


Ayasofya, tarih boyunca farklı dinler, kültürler ve imparatorluklar tarafından kullanılmış ve korunmuş, eşsiz bir yapıdır. Bu özellikleri, onu dünya mirası açısından son derece önemli bir konuma getirmektedir.