Bu blogdaki popüler yayınlar
GERİ GELSİN O GÜNLER ANNE
Ahhh ANNE...! Geri gelsin 5 kardeş oturduğumuz sofralar.. Aynı tabak çanaktan yemelerimiz. Geri gelsin sen evde yokken evi temizleyip seni mutlu ettiğimiz günler.. Geri gelsin otuzlu yaşların.. Soba yakmanı özledim anne.. Biz yataktayken daha sobanın külünü boşaltırdın ya.. Nasıl da ses çıkarırdı.. Nasıl da kızardık sana.. Ama o zahmetin ardından gelen sıcaklık.. Güğümden gelen tıslamalar,sobanında pişen patatesler,ısıtılan tandır ekmekleri, AH pause tuşuna basıp dondurabilseymişiz zamanı.. Yada geri tuşuna basıp dönsek o doyulmamış günlere.. O zaman sabahın körü dediğimiz, şimdilerde sabahın nuru olduğunu anladığımız sabahın altısına geri dönsek.. Ve yine yaksan sobamızı..üstünde demlenen çayımız olsa.. Yataktan çıkmak istemesek biz.. Yere kurduğun sofra.. Sobada kızaran ekmeklerle çağırsan bizi sofraya.. O telaşenin arasında siyah okul önlüğümün düşen yaka düğmesini diksen.. Ahhh anne bu isteklerim ne kadar da ulaşılmaz.. Ne kadar basit ne kadar sıradan... Ama ne kadar değerli anne.
BİR GÜN BIR ÖĞRETMEN
Bir gün bir öğretmen tahtaya şöyle yazdı: 9x1 = 7 9x2 = 18 9x3 = 27 9x4 = 36 9x5 = 45 9x6 = 54 9x7 = 63 9x8 = 72 9x9 = 81 9x10 = 90 Yazmayı bitirip sınıfa döndüğünde bütün sınıf ilk sırada yapmış olduğu hata yüzünden kendisine gülmekteydi. Herkesin sessiz olmasını bekledi, sonra da ekledi: "İlk işlemi bilerek ve özellikle hatalı yazdım. Sizin hatanız olmadan önce dünyanın size nasıl davranacağını göstermek için! KİMSE dokuz kez doğru cevabı yazdığım için beni övmedi, KİMSE beni tebrik etmedi ama HERKES yapmış olduğum tek HATA nedeniyle beni yargıladı ve bana güldü. İşte ders bu: İnsanlar yaptığınız yüzlerce doğru şeyi anlamaz, takdir etmez! Ama yaptığınız tek bir hata sebebiyle sizi yargılar. Başarıları için insanlara değer vermeyi öğrenmeliyiz! Iskalamaktan çok isabet ettiren ve sonunda sadece BİR hatası ile yargılanan ve diğer DOKUZ doğrusu değerlendirilmeyen insanlar..."
AHLAT
Ahlat 🔹️Ahlat, Anadolu'nun kalender ağaçlardan biridir. Azla yetinen, bulunduğu yerden şikayet etmeyen, en kurak bölgelerde bile varlığını sürdürebilen ahlat ağacının meyveleri de bir çok canlıya besin kaynağı olur. 🔹️"Ayının bildiği üç türkü var, üçü de ahlat üstüne" özdeyişi, Türkiye'nin hemen her bölgesinde doğal olarak yetişen ahlatın bir çok kuş ve memeli türü yanında ayılar tarafından da çok sevildiğinin göstergesidir. 🔹️Yaban armudu, çakal armudu, taşlı armut ve çörtük gibi bir çok isimle anılan Ahlat ağacı Doğu Anadolu'da kadim bir kente de adını vermiştir. İç Anadolu coğrafyasının çıplak bozkırlarında sürülmüş tarlalar ya da ekinlerin arasında tek tük beliren ağaçlardan biri de ahlattır. 🔹️Alıç, kuşburnu ve muşmula gibi gülgiller ailesinin bir üyesi olan ahlat binlerce yıldır insanoğlunun da en eski besin kaynaklarından biri. Büyük savaşlar görmüş Anadolu toprağının insanı, kıtlık ve zorluk yıllarında ahlatın meyvelerini ekmeğine katık etmiştir.
KARİYE CAMİİ-İKİNCİ AYASOFYA
Tabii, Kariye Camii, İstanbul'un Edirnekapı semtinde bulunan tarihi bir yapıdır. İlk olarak 4. yüzyılda kilise olarak inşa edilmiş, daha sonra 11. yüzyılda Bizans döneminde bir manastır olarak kullanılmıştır. 16. yüzyılda ise Fatih Sultan Mehmet'in emriyle camiye dönüştürülmüştür. Kariye Camii, mozaik ve freskleriyle ünlüdür ve Bizans dönemi sanatının en önemli örneklerinden birini sunar. Kariye Camii'nin içinde yer alan mozaik ve freskler, Hristiyanlık tarihindeki sahneleri ve kutsal figürleri betimler. Bu sanat eserleri, Bizans döneminin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Cami, Osmanlı döneminde bir süre ihmal edilmiş olsa da 20. yüzyılda restore edilmiş ve 2020'lerde UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Kariye Camii, İstanbul'un kültürel ve tarihi mirasının önemli bir parçasını oluşturur. Kariye Camii, İstanbul'un en önemli Bizans dönemi yapılarından biridir. İlk olarak 4. yüzyılda Aziz Stefanos Kilisesi olarak inşa edilmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder