Yeni strateji: Sünniler IŞİD’ci, Şiiler modern, Kürtler seküler

Kemal ÖZTÜRK Yeni Şafak 25.02.2015
Avrupa ve ABD'de şunlar konuşuluyor: 'IŞİD gibi bir cani örgütü Sünniler kurdu. Taliban, El Kaide, El Nusra hep Sünni örgütlerdi. Bu örgütlerin hamisi olan ülkeler Suudi Arabistan, Türkiye, Katar. Onlarda da çoğunluk Sünni. Peki Şiilerin kurduğu cani bir örgüt var mı? Yok. O zaman Batı'nın çıkarlarına en büyük tehdit Sünnilerden gelir, Şiiler ise modern ve medeni. Bir de seküler Kürtler (PYD) var. Onlar da dini aşırılığa karşı, modern fikirli insanlar.'


Birileri Batı'yı bu teze ikna etmiş

Türkiye ve Batılı diplomatların masasında bu konuların da konuşulduğunu söyleyen bir diplomat arkadaşım oldu. Birisi ABD ve Avrupa'yı buna ikna etmiş.

Şimdi birkaç bilgiyi alt alta koyalım:

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Suriye'de İran askerlerinin savaştığını soran bir gazeteciye, “tarihi eserleri bombalayan, insanların kafasını kesen, kız çocuklarını cariye yapan IŞİD gibi bir cani örgütü var ortada, siz hala neyi soruyorsunuz”.

Selahattin Demirtaş, ağabeyinin PKK saflarında savaştığını hatırlatan bir gazeteciye, “evet, kardeşim IŞİD canilerine karşı mücadele ediyor” dedi, reddetmedi.

ABD'nin ekme saçlı sözcüsü Toner, her üç cümlesinden birinde, “seküler Kürtlerden oluşan PYD bizim müttefikimiz” deyip durdu.

Avrupa yıllardır sarılmayı bekleyen sevgili gibi, Ruhani'yi bağrına bastı, anlaşma üstüne anlaşma imzaladı.

Türkiye'de bu tezi işleyen köşe yazarı

Bu konu henüz Türkiye'de fazla tartışılmazken, son bir kaç gündür, bir gazetenin eski genel yayın yönetmeni, köşesinde bu tezi çok tehlikeli bir perdelemeyle işlemeye başladı. Ümmet fikrini savunan Türkiye'nin tezinin nasıl çöktüğünü, Sünnilerin nasıl cani örgütler ürettiğini, Şiilerin hiç böyle olmadığını, seküler Kürtlerin de bu canilerden çok farklı olduğunu yazıyor.

İlginçtir, Irak Kürt medyasında da bu tezi köşesine taşıyan, Sünnilerden uzak durup, Şiilerle işbirliği yapalım diyen yazarlar var.

Konunun detaylarını bilmeyenlerin kolayca yutabileceği usta zokalar bunlar.

Batı'nın en yeni ve en tehlikeli tezi

İngiltere'nin efsane Başbakanı Churchill'in daha bakan olduğu günlerde, “Bana, Sünnilerle Şiilerin farkını iyi anlatacak birini bulun” dediği rivayet edilir. Avrupa, kendi topraklarında yüz yıl boyunca yaşadığı mezhep savaşının aynısını bizim de yaşayacağımızı hep aklında tuttu.

Bugün 1 milyar 300 milyon Müslüman nüfusun 130 milyonu Şii olduğu tahmin ediliyor. Aslında ciddi oranda bir azınlık. Ancak her azınlık topluluğu gibi, hayatta kalabilmek için son derece dinamik, üretken, esnek ve kayganlar. Bu açıdan bir başka dini azınlık topluluk olan Yahudilerle, İran'ın tutumunda ilginç benzerlikler vardır.

Avrupa ve ABD kendi topraklarında yaşadıkları terörist saldırıların şokuyla hareket ediyor aslında. Düşünülmüş, derinlikli analiz edilmiş bir tez değil bu. Ancak bu tez İslam dünyasındaki çatışmayı derinleştirdiği ve körüklediği için onlar açısından kullanışlı.

Bir zamanlar Şiiler 'caniydi'

Aslında daha önce de Şiiler aynı şekilde mahkum ediliyordu. İran mollalarının nasıl 'cahil, nasıl acımasız ve cani' olabileceğini anlatan haber ve fotoğrafları unuttu herkes. Hizbullah lideri Nasrallah'ın vahşi bir kurda benzeyen karikatürleri yayınlanırdı Batı medyasında.

İsrail, İran'ın ve Hizbullah'ın ne kadar acımasız ve tehlikeli olduğunu tüm dünyaya kabul ettirmişti. Gülen Cemaati bile İran'ı itibarsızlaştırmak için kendini az yırtmadı. Şimdi İran'a tek laf etmiyorlar.

Ne oldu peki?

Afganistan'da Hazara Şiileri, Taliban'a rahmet okutur aslında. Yemen'de dumanlı kafasıyla Husiler, El Kaide'den geri kalmaz. Suriye'de Şii milis gücü Şebbihaların katliam ve canilikleri, IŞİD'le yarışır ama kimse gündeme getirmez. Sosyal medya, kafa kesen, esirleri canlı canlı arabalarla ezen Tacik, Afgan, Yemen, İran, Irak ve Lübnan Şii güçlerin Suriye görüntüleriyle dolu. PKK/PYD'nin öldürdüğü çocukları, sivilleri gören yok. Neden kimse bunları gündeme getirmiyor?

'Hangi mezhep daha çok cani yetiştiriyor?'

Aslında bizi, 'kimin mezhebi daha çok cani yetiştiriyor' tartışmasına çeken çok tehlikeli bir durum bu. İslam dünyasını en zayıf yerinden, en tehlikeli fay hattından vurma girişimi. Bu ayrımcı, çatıştırıcı ve nefret eken söylemin İslam dünyasını daha da perişan edeceği kesin.

Batı, yüz yıl önce, Sykes-Picot adlı aklı havada gezginlere Ortadoğu haritası çizdirdi, coğrafyayı ve sosyolojiyi katletti. Şimdi, yine harita değiştirecek, savaşlar çıkartacak çok tehlikeli tezler peşindeler. Bu arada İran ve Rusya küçük parmağında oynatıyor bunları, farkında değiller.

“Terörün ve teröristin dini, mezhebi, etnik kimliği olmaz” diyen Türkiye, tezlerini daha güçlü savunmalı. Hem İslam dünyasında, hem de Batı dünyasında yoğun bir karşı atakla, bu tezi boşa çıkartacak çalışmalar yapmak gerekir. Mezhep çatışması, herkesi içinde eritecek güçte tehlikeli bir ateştir çünkü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BUNU MU İSTİYORSUNUZ!!!

CEVİZ KURDU

KARİYE CAMİİ-İKİNCİ AYASOFYA

BİR GÜN BIR ÖĞRETMEN

AHLAT