Ne Oslo, ne “Çözüm Süreci”, adalet istiyoruz

Hasan Öztürk
Hasan ÖZTÜRK
Yeni Şafak
19.04.2016

Bizim kaderimizde, “sahada kazanmak”, “masada kaybetmek” çoktur.
Bu cümleyi neden kurduğumu soruyorsunuz… Az biraz sabredin.

***

KCK Yürütme Kurulu Başkanı sıfatı var baronun… İran'a yakınlığıyla da biliniyor. Times'a demeç verdiğine göre Batı ile de sıkı fıkı.

İmralı'da gün sayan PKK terör örgütü lideri Apo'nun “saha pratiğinde zaafı” olduğu yönünde eleştirileri de vardı zamanında…

17 Mart'ta Times'a konuştu. “Biz Erdoğan'ı ve AKP'yi devirmek istiyoruz” dedi.

Aralarındaki rekabeti bilmeyen yok… Sabık KCK Yürütme Kurulu Başkanı boş durmadı. 21 Mart'ta “PKK şehir savaşına henüz başlamadı” çıkışı yaptı.

PKK terör örgütüne istihbarat desteği verdiği bilinen Paralel Yapı boş durur mu?

“Baharın en güzel ayı Mayıs” diye başlayan, “Haziran'da oradayım” diye devam eden nice cümleler kurdular…

Zira biz biliyoruz ki o yapının “amigo twitter ahalisi” aynı zamanda“söz ishali”dir.

Bakla ağızlarında ıslanmaz. Niyetleri, sözlerine yansır!

Bütün bu olup bitenleri izlerken, hızlı bir aks değişimi yaşandığına şahit oluyoruz.

PKK'LI BARONLAR YENİLGİYİ KABUL MU ETTİ

Birkaç gündür, “Kandil, PKK'lı teröristlere geri çekilin çağrısı yapıyor. Stratejileri çöktü. Şehir savaşında yenildiler” türü haberler yaygınlaştı.

En son Cemil Bayık, “Yakın, yıkın, patlatın. Yaralıları da geride bırakmayın öldürün. Ve kırsala çekilin” talimatı verdi.

Soru şu: Gerçekten Kandil, yenilgiyi kabul ettiği için mi çekiliyor?

Ya da, n'oldu da…

“Hendek kazıp”, bomba tuzaklayıp şehirleri yakıp yıkan…

300'ün üzerinde asker ve polisimizi şehit eden… 400 bin yöre insanını evinden barkından edip göçebe haline getiren…

4 bine yakın militanını kaybeden Kandil baronları, “Geri çekilin”diyor..?

Yine n'oldu da, HDP eş başkanları eş zamanlı olarak, “Özerklikle olmaz, bu ülkeyi böldürmeyiz” deme noktasına geliyor?

HDP'lilerin söylem değişikliğini dokunulmazlık ile ilgili düzenlemenin Meclis'e gönderilmesi ile izah etmek yeterli mi?

Geçtiğimiz hafta bir rüzgar daha estirildi medyada ve bu rüzgar bu haftaya da ulaştı. Çözüm Süreci başlayabilir. Çatışmalar ila nihaye devam edecek değil ya… Silahlı elemanlar sınırların dışına çıkarsa… falan, filan” diye başlayan cümleler kuruluyor. Zafer kazanıldı algısı oluşturuluyor.

Allah'tan Cumhurbaşkanı Erdoğan her vesile ile “Oradaki mücadele huzur için. Terörün kazınması için sonuna kadar gidilecek” diyerek istikamet veriyor… “Müzakere yok” diyor. Ve bu düşünce etrafında birleşiliyor.

SAHADA KAZANIP, MASADA KAYBETMEYELİM

Batı'da bir yerlerde bir çevreninOslo Süreci'nin bir benzerinin hayalini kurduğu ve o çevrenin Ankara'da başka bir çevreyi etkilediği yönünde kuşkular oluşuyor.

Amerika'dan her vesile ile “masaya dönün” çağrısı yapıldığını biliyoruz.

Şunu da biliyoruz, HDP-PKK çizgisinin hamiliğini yapmış olanAvrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'yi “müzakere” noktasında zorladığını…

Dahası somut olarak Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaaari'nin “üçüncü göz” olması için siyasiler nezdinde girişimde bulunulduğu haberleri geçen hafta Türkiye medyasında da yer aldı.

Anlaşılan o ki PKK terör örgütü onu gözetip kollayan hamilerinden,“Bizi kurtarın, bu işi yeniden konuşalım. Muhatap alınalım”diye yardım istiyor.

Siyasi kanat, dün söylediğini bu gün inkar ederek, çark etti. Cemil Bayık gibi baronlar son açıklamalarıyla askeri yenilgiyi ilan etti.

Şimdi “mazlumu” mu oynayacaklar?

Bence mazlumu oynamaktan çok Türkiye'nin haklı mücadelesini akamete uğratmak için yeni bir strateji deniyorlar.

Ellerinden kayıp giden, “muhataplık” meselesini çözmek, kaybettikleri zemini yeniden tesis etmek istiyorlar.

Bu stratejide, “Biz silah bıraktık, ama hala bizi vuruyorlar”algısına yönelik hamleler de var. Ve elbet Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye sınırı boyunca oluşturdukları yapının meşruiyetini sağlamak için giriştikleri çaba da.

Hazreti Peygamber (as) buyurur ki, “Müslüman aynı delikten iki kere ısırılmaz.”

Terör meselesinde her seferinde “iyi niyet” gösteren devlet, “bedel ödeyen” millet olmuştur.

Artık iyi niyet değil adalet ve kararlılık istiyoruz.

Asker polis omuz omuza Çanakkale ruhu ile

Terörle mücadelede etkin görev alan biri asker, diğeri polis üst düzey iki bürokrat ile görüştüm.

O görüşmeden bazı notları sizinle paylaşmak isterim:

* Tüm güvenlik güçleri bölgede olağanüstü bir çaba ile terör örgütü ile mücadele ediyor. Bu mücadele esnasında sivil halk ile çok iyi bir ilişki geliştiriliyor.

* PKK terör örgütü ile mücadelede en zorlanılan mesele, tuzaklanmış bombalar.

* Örgütün istihbarat konusunda Paralel Yapı'dan yardım aldığı bilgisi hem askeri, hem polis kaynaklarınca dillendiriliyor.

PKK terör örgütü ile Paralel Yapı'nın nasıl ortaklık yaptığı iki bürokrat tarafından örnekleriyle anlatıldı.

* Paralel Yapı elemanı olduğu için Güneydoğu'da bir ilimize sürülen 18 emniyet müdürüne hiçbir görev verilmediğini öğrendim. Öylece maaş alıyorlarmış ve her fırsatta “fitne- fücur” işleriyle uğraşıyorlarmış.

Kobani'de bazı binalar PKK terör örgütünün “bomba imalathanesi” olarak çalışıyormuş.

* Askerin Nusaybin'de sınırı tutması sonucu, Kamışlı'dan girişler bitme noktasına gelmiş. Terör örgütü militanları Ceylanpınar, Suruç hattına yönelmiş.

* Çatışma bölgelerindeki Özel Harekat polislerinin neredeyse tamamı gönüllülerden oluşuyormuş. Geçi görevleri sona erenlerin büyük çoğunluğu geri dönmek istemiyormuş.

* Bugün çatışma bölgelerinde mücadele eden asker ve polisin ortak düşüncesi, “Bu mücadele, Çanakkale destanı ile aynıdır. Çanakkale ruhu ile mücadele ediyoruz” noktasındaymış.

Anladığım kadarıyla, ilk kez terörün çarkına bu kadar çomak sokulmuş durumda. Buradan geri dönülmesinin hem memlekete, hem bölgeye daha ağır bedeller ödeteceği konusunda bir mutabakat var.

Siyasi otoritenin direktifleri harfiyen uygulanıyor. Ve sonuç alınması için olağanüstü gayret sarf ediliyor.

Zaaflar sineye çekiliyor.

Takip edeceğiz.
Hasan ÖZTÜRK
Yeni Şafak
19.04.2016



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GERİ GELSİN O GÜNLER ANNE

KARİYE CAMİİ-İKİNCİ AYASOFYA

BİR GÜN BIR ÖĞRETMEN

BUNU MU İSTİYORSUNUZ!!!

AHLAT