Mart 01, 2016

Bu ne acele Can'ım benim?

Sülayman ÖZIŞIK
İnternet Haber
01.03.2016
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bir terörist, polise arkadan gizlice yaklaşarak elindeki silahı almaya çalışıyor.

Başaramayınca kaçmaya başlıyor.

Terörist ile polisin arasındaki mesafe iki, bilemedin üç metre kadar. Terörist kaçıyor, polis havaya ateş açarak 'dur' ihtarında bulunuyor.

Gel de saygı duy!

Ahmet KEKEÇ
Star
01.03.2016
Suç mudur? Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı duymadığını söylemek suç mudur? 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “saygı duymuyorum” dedi.
Ne olacak?
Böyle dedi diye Cumhurbaşkanlığı sakıt mı olacak?
Bir anket yapılsın, “Tedbirler Kanunu”ndan başlayarak, bu mahkemenin tasarrufları halka sorulsun.
Bakalım saygıyla mı karşılanacak?

Biz o haritaları on beş yıl önce haber verdik!

İbrahim KARAGÜL
Yeni Şafak
01.03.2016
Bir süredir parçalanmış Suriye haritaları elden ele dolaşıyor.Pantagon merkezlerinde, İncirlik Üssü'nde, Putin'in dar ekibinde, belki Tahran'daki güvenlik merkezlerinde, belki İsrail askeri merkezlerinde hep bu haritalar konuşuluyor. Topu topu birkaç farklı harita vardır. Aralarındaki farklılık ise sadece tek maddedir: Suriye üçe mi bölünecek, beşe mi?

Şubat 29, 2016

Bu milletin yüzde 75’i yobaz ve bağnaz!...

Hikmet GENÇ
Yeni Şafak
29.02.2016
Hala kabullenemiyoruz ama alışmak zorundayız... CHP'nin 'dış politika' anlayışı böyle…
Bu millet seni dinlemiyorsa, git dışarıda ülkeni şikayet et…

Yani millet anlamıyorsa, eloğlu anlasın!...

Kılıçdaroğlu ile başlayan 'Yeni CHP' hasletlerinden biri de bu işte...

Can Dündar ne yaptı?

Hilal KAPLAN
29.02.2016
Sabah
Önce 17 Aralık operasyonundan iki hafta önce önce, Can Dündar'ın şu cümlesini hatırlatalım: "Amerikan rüzgârı bu, belli mi olur, gün gelir esintiyi Pensilvanya'dan yana döndürür, Ankara'da ampulleri söndürür."

Şubat 28, 2016

Ve dünyanın korktuğu şey başlıyor

Bekir HAZAR Takvim
26.02.2016
2 Kasım 1994... Paris'te tören yapılıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand, karşısındaki yazara "Simone de Beauvoir Ödülü" veriyor. Yazarı bu ödüle götüren, İslam dinine yaptığı hakaretler ve saldırılar oluyor.
104 yıl önce ise Paris'te bir başka tören...
Büyükelçimiz Esad Paşa elindeki Osmanlı Devlet Nişanını, Fransa Cumhurbaşkanı Carnot'a takıyor. Paris'te Peygamber Efendimize (SAV) ve eşi Hz. Hatice validemize hakaret eden bir piyes sahneye konmak üzere...

28 Şubat darbesi 28 Şubat soygunu

Rasim OZAN KÜTAHYALI
Sabah 28.02.2016
Bugün 28 Şubat...Başarılı olmuş son askeri darbenin yıldönümü. Önümüzdeki sene bu alçak askeri darbenin 20. yılını idrak edeceğiz. 28 Şubat darbesinin bugüne kadar en az konuşulan yönü finansal ve ekonomik boyutu oldu. O dönemden ekonomi adına akılda kalan konular, genellikle -halk dilindeki tanımıyla- hortumlanan bankalardır. Oysa 28 Şubat 1997'den 21 Şubat 2001'e kadar geçen ve sürecin bütün yıkıcılığı ile devam ettiği 4 senelik zaman dilimi, Türkiye'nin bugün bile bedelini ödemeye devam ettiği tam bir ekonomik ve finansal yıkım dönemidir. Eğitim-Bir-Sen'in bu konuda birkaç sene önce yazdığı rapor bu bağlamda çok aydınlatıcıydı. Ekonomik ve finansal boyutunu ele almadan 28 Şubat darbesini anlamak mümkün değildir... 

28 ŞUBAT'IN EN BÜYÜK MAĞDURU İMAM HATİPLER




Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Genel Başkanı Ecevit Öksüz, 28 Şubat'ta en büyük darbenin, katsayı ve başörtüsü gibi engellere maruz kalan, ortaokulları kapatılan imam hatiplere vurulduğunu belirtti.

28 Şubat’ın güncel anlamı

                                   Ahmet TAŞGETİREN
                                   Star
                                     28.02.2016
Soru şu bence:
28 Şubat’ın şu an Türkiye için güncel bir anlamı var mı yoksa biz 28 Şubat’tan söz ettiğimizde artık geçmişte kalmış zor günleri mi konuşmuş oluyoruz?
Benim 28 Şubat’la ilgili değerlendirmelerimin genel çerçevesi şu olmuştur:
- 28 Şubat yerli bir operasyon değildir.

28 Şubat'ı askerler yaptı, siviller uyguladı

Ergün YILDIRM
Yeni Şafak 28.02.2016
Darbeleri askerler yapar, siviller de uygular. 28 Şubat'ta da öyle oldu. Askerler brifingler verdi, MGK'da kararlar aldı, Ankara Sincan'da tanklar yürüttü. Televizyoncular ve gazeteciler, akademisyenler ve aydınlar, hâkimler ve savcılar alınan bu kararları yürütmek için harekete geçti. Her gün gazete ve televizyon haber bültenleri, tartışma programları ve manşetleri darbenin ne kadar doğru olduğunu övdüler. Köşe yazarları darbecilerle yoğun bir telefon ve işbirliği trafiğini yaşadılar. O güne kadar özgürlük havariliğini yapan sunucular ve yazarlar birden darbenin sözcülüğünü yapmaya başladılar. Demokrat ve liberal tutumları gitmiş yerine otoriter ve vatansever kimlikleri baskın çıkmıştı. Bireyin hak ve özgürlüklerini savunmak yerini ne pahasına olursa olsun devleti savunmak yer almıştı. Elbette devlet, darbeci geleneğin temsil ettiği siyasal varlıktı. Darbe öncesinde televizyonlarda özgürce tartışılan İslami meseller, bu defa hedef haline getiriliyordu. Mürteci, irtica vs. kavramları gitmiş bunun yerine laiklik düşmanları ve devlet düşmanları etiketi gelmişti.

28 Şubat bitmedi; “biz”i bitirdi, hayatımızı çölleştirdi...

Yusuf  KAPLAN
Yeni Şafak
28.02.2016
28 Şubat, diğer modern / açık darbelerden daha fazla darbe vurdu topluma. Diğer darbeler fiilî saldırılardı; 28 Şubat ise postmodern / örtük ve zihnî bir saldırı.

O yüzden 28 Şubat, silindir gibi geçti üzerimizden: Zihnimizi, duyarlıklarımızı, ruhumuzu felçleştirdi. Özetle ölümü gösterip sıtmaya razı eden, veba gibi yaygınlaşan, her şeyimize sirayet eden ölümcül bir şeydi 28 Şubat postmodern darbesi.

TARİHİMİZİN KARA LEKESİ 28 ŞUBATIN KISA BİR ÖZETİ

Şubat 27, 2016

KİM DEMİŞ NÜKLEER SİLAHLARIMIZIN OLMADIĞINI

Kemal ÖZER Yeni Söz
27.02.2016
İçeride ve dışarıda el ele vermişler yeni Türkiye'ye saldırıyorlar. Çünkü korkuyorlar…
İçinizden ‘neyimizden korkuyorlar; atom bombamız, nükleer silahlarımız ve füzelerimizden mi' diyenler olacaktır.
Kim demiş nükleer silahlarımızın olmadığını' demekle yetineyim ama korkularının nedeni ekonomik, siyasi ve askeri varlığımız değil elbet.

Dün; ‘türkü patlat’ Bugün; ‘kendini patlat’!...

Hikmet GENÇ 22.02.2016
Yeni Şafak
3 Partinin imza koyduğu o ortak bildiriyi (Ankara'daki terör saldırısını kınama) HDP neden imzalamadı diye soruyorlardı…

Niye imzalasınlar ki?!...

İntihar bombacısının cenazesine, taziye ziyaretine gittiler

Yani 29 şehide değil, intihar bombacısına acıdılar…

Tek hedef

Ergün DİLER
Takvim
27.02.2016
Anayasa Mahkemesi'nin kararı, MHP'deki muhaliflerin çıkışı, CHP'deki HDP yanlısı tutum, HDP'deki CHP ipine sarılma arzusu, AK Parti bünyesindeki gizli muhalifler... Bu denklemin yakınından geçmeye çalışınca herkes isim soruyor. İsim yazmak kolay. Zor olan oyunu görmek. Ben oyunu anlatmaya çabalıyorum. Tayyip Bey yine hedef... Başından beri tasfiye etmek istedikleri ancak bir türlü yapamadıkları Erdoğan yine yukarıda saydığım denklemi kurup yönetenlerin hedefinde... Bu kez daha büyük ittifakla hem de...
Bir arkadaşımın yazdığı gibi...