18 Mart; Haç’ın Ebediyen Hilal’e Mağlubiyetidir

Hüseyin ÖZTÜRK
Yeni Akit
18.03.2016
Şu boğaz harbi nedir var mı ki, dünyada eşi
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. 
Mehmet Akif.
18 Mart 1915, Haçlıların, 18. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar, Osmanlı nezdinde İslam’a karşı sürdürdükleri savaşın zafer günüdür.

Bir kısım çakma tarihçiler, Çanakkale zaferinin 18 Mart günü olmadığını söylerler. Bu iddialarını da övgüyle pazarlar.
Hakiki tarihçiler bilir ki; Osmanlı askeri dünyada bir benzeri daha olmayan dokuz ayrı cephede 10 yılı aşkındır küffarla din savaşı yapmıştır.
Her bir cephede tüm kayıplarına rağmen kısa süreliğine de olsa ne ezanı susturmuş ne hilalimizi indirtmiştir.
Silah ve asker bakımından yedi düvel karşısında, cepheden cepheye akmaktan yorulmuş, bitkin düşmüş Osmanlı askeri; dini, namusu, şerefi, vatanı için vuruşmuştur.
18 Mart, devlet ve millet olarak yıllardır zafer günümüzdür, böyle kabul görmüştür. “Yok, bu tarih değil, şu tarihtir” demek, “Benim fitnemi de dikkate alın” demektir.
Şimdi kısaca 18 Mart gününe yolculuk edelim ve bu tarihin, neden önemli olduğunu başka bir açıdan daha not edelim.
Düşman donanması sürekli tarama ile Boğaz’daki mayınları temizler. 18 Mart günü kesin sonucu almak üzere taarruz edecek ve Boğaz’ı geçeceklerdir.
Bir İngiliz tümeni, bir Anzak tümeni ve bir Fransız tümeni, Boğaz önünde hazır beklemektedir.
Boğaz yarılıp Türk donanması tahrip edilecek, hazır bekleyen bir Rus kolordusu, İstanbul Boğazı’ndan çıkarma yapacak, bu arada Marmara’ya girmiş olan İngiliz ve Fransız kuvvetleri de İstanbul’un işgaline yetişecektir.
Mart’ın 17’sini 18’ine bağlayan gece sabaha karşı, Nusret mayın gemisi düşman donanması arasından sıyrılır ve Boğaz’ın münasip yerlerine mayınlarını döşer.
Müşterek İngiliz-Fransız donanması; zırhlılar, muhripler ve denizaltılarla yüklenerek üç filo halinde girerler.
18 Mart günü yedi saat boyunca 276 adet seri atışlı büyük topla durmadan mermi yağdırırlar.
Osmanlı tabyalarından ise 78 adet topla cevap verilir. Menzilleri kısa, mermileri sayılı, yenisi de yoktur.
Bu cehennem içinde düşman donanmasından üç harp gemisi batar, iki harp gemisiyle bir harp kruvazörü ağır yara alarak saf dışı kalır.
Akşamüstü, İngiliz-Fransız donanması, mevcudunun üçte birini kaybetmiş olarak çekilmeye başlar. Ve Çanakkale geçilmez.
18 Mart, İtilaf devletleri için son derece itibar kırıcı ve moral bozucu olur. Rusya ise şaşkındır ve müttefiklerini sıkıştırmaktadır.
Düşman karadan çıkarmalar yaparak İstanbul’a varmayı düşünmektedir lakin en şiddetli kara savaşlarına rağmen, “Hilal” kazanır.
18 Mart’ın esas özelliği ise Müstahkem Mevkileri Komutanı Cevat Paşa’nın, rüyasında Peygamberimizden aldığı talimatla mayınları döşetmesi sonucu zaferin gelmesidir.
Elbet böyle bir gün, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü olmalıdır.
Hüseyin ÖZTÜRK
Yeni Akit
18.03.2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BUNU MU İSTİYORSUNUZ!!!

CEVİZ KURDU

KARİYE CAMİİ-İKİNCİ AYASOFYA

MEĞER TAKSİM NEYMİŞ ÖYLE!!!

BİRİ DE TÜRKİYE