Erdoğan-Davutoğlu çatışması!..

Serdar Arseven
Serdar ARSEVEN
Yeni Akit
08.04.2016

Muhafazakâr camia mı diyorsunuz, dindar mı diyorsunuz, ne diyorsanız, hangi çerçeveye alıyorsanız bizim tarafları...
İşte ben bu bizim taraflardan gelmedim, ben bu bizim taraflara geldim!..
Geldikten sonra da, neler gördüm, neler yaşadım neler....

Bazı değerlere sonradan kavuşmuşsanız, yani bu anlamda benim gibi“sonradan görme”yseniz, o değerlerin kıymetini galiba daha iyi idrak ediyorsunuz.
Tefekkür ede ede ulaşmanız nasip edilmişse değerlerinize, çok daha hassas oluyorsunuz.
Misal;
Kâfir bir toplum içinde büyüyüp de “sonradan Müslüman” olanların yaşantılarının bize göre çok daha düzgün olduğunu görüyorum...
Alanya’da bir “tesettür oteli”nde (Bu da ne demekse!) camış gibi suya girip çıkarken.....
Acıkmışım, yemeğe daldım.
Tabağı tepeleme doldurmak bizde.
Baktım, bir yabancı azıcık alıyor.
İngi-laz-camı çalıştırıp, muhabbete girdim.
Sonradan Müslüman olmuş.
İsraf etmiyor!..
Yiyeceği kadar alıyor, yetmezse yine alacak.
Yetiyor, çünkü az yiyor.
Midenin üçte birini boş bırakıyor.
Biz de ense, göbek, muazzam.
Çok kaçırıyoruz, ölçümüz yok.
Spor mu, tövbe!
Sonradan Müslüman olma adam sabah yürüyüşleri yapıyor, namazdan hemen sonra hafiften ter atmaca.
Bir de, hafif kilolarla definasyon çalışması.
Kaslar fazla büyükse de küçükse de zararı var.
Her şey kararında.
Türk kası da Türk avuntusu, bu arada!
¥
Kariyerli adam; çok çalışıyor, düzenli çalışıyor, gezmeye, dinlenmeye de vakti çok.
Bizler, çok çalışkan az üretken, meşgul insanlar.
Onlar bir alanda uzman biz her alanda uzmanız, özellikle de “işi kitabına uydurmak”ta...
Yav, neler söylemek var da, lafın çoğu yalansız olmazmış.
Çizgimizden kaymayalım.
Efendim, ABD’den döndük, eve uğramadan hooop Finlandiya’ya...
Helsinki süreci; bizim akraba topluluklardan sayılır Finliler, hepimiz Hazret-i Adem’den.
Orada ikili, üçlü, dörtlü temaslar derken, Sayın Başbakan ile söyleşiye geçtik.
Ard arda sorular geldi meslektaşlarımızdan.
Bir, iki, üç olsun, bizi boşver vatan sağolsun.
Arkadaş; en sonunda Sayın Başbakanımız dedi ki, “Başka konu yok mu soracağınız?”
Konu ne biliyor musunuz?
-“Cumhurbaşkanı ile aranızda fikir ayrılıkları olduğu yönünde algı var da...”
-“Hani”
-“Var mı, yok mu?”
Açılımı...
Yani öz Türkçesi...
Meali şu:
“Sayın Erdoğan ile birbirinizi yediğiniz yönündeki iddialar doğru mu?”
Bir soru, iki soru, üç soru, içerikler üç aşağı, beş yukarı aynı.
Elbette sorulacak, sorular karşısında beller kıldan ince...
Biz de sorarız o zaman:
“Soruların bu konuya odaklanması algıyı hâlâ memleket düşmanlarının yönettiğini göstermiyor mu?”
Gazeteci sonuçta, algının yansımasını ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında “büyük problemler varmış” havası yaygınlaştırılıyor.
Anafora kapılmak yok, yola devam...
Sayın Erdoğan da, Sayın Davutoğlu da bu ülke için çok önemli değerlerdir.
Her ikisi de kendi konumlarında büyüktür ve kendi özellikleriyle.
Sayın Erdoğan, bu ülkeye yüz senede bir nasip edilen  büyük millet ve devlet adamlarındandır.
Sayın Davutoğlu, bir ilim adamıdır, tefekkür yönü ağır basar.
Her ikisi de son derece sabırlı, dirayetli insanlardır, son derece samimi insanlardır, büyük dâvâ adamlarıdır.
Birileri, kariyer planlaması çerçevesinde bu iki büyük şahsiyetten birine yakın görünmeye çalışırken, aralarını açmaktan medet umabilir.
Bir takım kifayetsiz muhterisler; çatlağı büyütmeye çalışabilir.
Birileri de hainliğinden, alçaklığından yapar bunu...
Her ne olursa olsun ben “fitne ateşine” odun taşımam!..
Ben “sonradan görmeyim”, bundan dolayı da birlik ve beraberliğin kıymetini “kökten muhafazakar” birçok meslektaşımdan çok daha iyi bilirim!
¥
Sayın Başbakan Finlandiya’da öyle bir ifade kullandı ki...
“İşte bu!” dedim.
“İşte bu!”
Dedi ki Sayın Davutoğlu:
“Sayın Cumhurbaşkanımızla benim aramda kararlılık anlamında milim fark yoktur!”
¥
Mesele budur, düşman sevindirmenin milim anlamı yoktur!
Milimi milimine böyledir bu mesele!..
UNUTMUŞUM, ÖZÜR DİLİYORUM
Muhterem Kadir Demirel Genel Yayın Yönetmeni olduğunda bir tebrik mesajı yayınlamıştım.
Sonrasında, Murat Alan kardeşim Haber Müdürü oldu.
Onu tebrik etmeyi unutmuşum; tebrikler ve başarılar kıymetli Murat Alan kardeşim.
Ankara Haber Müdürlüğü de İsmail Uğur kardeşime emanet.
Bir de Kenan Kıran kardeşimiz Zaman gazetesine Genel Yayın Yönetmeni oldu.
Kenan, Murat ve İsmail gibi büyük gazetecidir.
Yüreği vatan ve meslek aşkıyla doludur.
Kardeşlerimize başarılar dilerim.
Allah, ne muradları varsa versin. 
Serdar ARSEVEN
Yeni Akit
08.04.2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GERİ GELSİN O GÜNLER ANNE

KARİYE CAMİİ-İKİNCİ AYASOFYA

BİR GÜN BIR ÖĞRETMEN

BUNU MU İSTİYORSUNUZ!!!

AHLAT