TÜRKİYEDE YAHUDİ LOBİCİLİĞİ

 Türkiye'de yahudi lobiciliği.!

1. Türkiye'deki yahudi lobiciliğinin üç kanadı bulunmaktadır.
Bunların birincisi bizzat yahudilerin oluşturduğu kanattır.


2. İkinci kanat yahudi kökenden gelen ama Müslüman olduklarını söyleyen gerçekte ise yahudi kimliklerini koruyan ve yahudilerle irtibatlarını sürdüren kesimin oluşturduğu kanattır.
Yani Dönmeler veya Sabetaycılar

3. Üçüncü kanadı ise köken itibariyle yahudi olmayan ama birtakım çıkar hesaplarından veya benimsemiş oldukları anlayıştan dolayı yahudi kökenlilerle irtibat içine giren ve onların planlarına hizmet eden kimselerin oluşturduğu kanattır.


4. Bu kanadı oluşturanların başında gelenler ise masonlardır. Fakat mason olmayanlardan da pek çok kimse kişisel çıkarlarından veya makam davalarından dolayı onlarla içli dışlı olmuş, onlara hizmet etmiştir.

5. Yahudi kimliklerini koruyanlar ve bu kimliklerini açığa vuranlar yani 'yahudi kalanlar' genellikle ekonomik alana ağırlık vererek kendilerini zenginleştirmiş ve paralarıyla başkalarını etki alanlarına çekmiş, onların kendilerine hizmet etmelerini sağlamayı başarmışlardır.

6. İspanya kraliçesi İsabella'nın hristiyan kilise ile işbirliği yaparak 31 Mart 1492 tarihinde ülkedeki bütün yahudilerin, 2 Ağustos 1492 tarihine kadar ülkeyi terk etmeleri üzere ferman çıkarması 300 bin kadar İspanya yahudisini zor durumda bırakmıştı.


7. İspanya yahudileri bu ferman üzerine çeşitli Avrupa ülkelerinden sığınma hakkı istediler.
Osmanlı Sultanı II. Bayezid'in kendilerine sığınma hakkı tanıması üzerine 150 bin kadar İspanya yahudisi Akdeniz yolu üzerinden doğrudan Osmanlı topraklarına geldi.

8. Diğerleri de Rusya üzerinden Osmanlı topraklarına geldiler. Kendilerine 'sefarad yahudileri' denilen İspanya yahudilerinin büyük çoğunluğu Selanik ve İstanbul'a yerleştirildi.


9. Mal varlıklarını İspanya'da bırakan, yanlarına almış oldukları mallar da İtalya'da uğradıkları limanlarda soyulan sefarad yahudileri Osmanlı topraklarına eli boş gelmelerine rağmen, Osmanlı devletinin kendilerine sağlamış olduğu imkanlarla kısa zamanda durumlarını düzelttiler.

10. Bunların bazıları ticari alanda ilerlerken bazıları da devlet kademelerinde önemli mevkilere geldiler.
Evanjelist üst akıl 1492 sürgününde, yahudileri özellikle Türk Milleti'nin gövdesine bir yılan gibi sokmayı hedeflemişti.



11. Müslümanların büyük bir medeniyet merkezi haline getirdikleri Endülüs'ü İspanyollar işgal edince Müslümanları toplu katliama tabi tutmuşlardı. Ama yahudileri herhangi bir katliama tabi tutmadan sürgün etmeyi tercih ettiler.

12. 1520'de Portekiz'de dünyaya gelen 1553'te de İstanbul'a göç eden Yasef (Joseph) Nassi İstanbul'a gelir gelmez devlet yetkililerine yanaştı. Şehzade Selim'in karısı ve III. Murad'ın annesi olan yahudi asıllı Nurbanu Sultan sayesinde Kanuni Sultan Süleyman ile tanıştı.

13. Nassi, yahudi azınlıkla devlet yönetimi arasında bir köprü oluşturdu. Nassi zaman içinde Kanuni Sultan Süleyman'la arasındaki bağı o kadar kuvvetlendirdi ki Kanuni onu özel müşavir tayin etti.
Böylece ona şehzadelerle doğrudan ilgilenen 'müteferrika' unvanı verildi.

14. Yasef'in kardeşi Samuel Nassi de Kanuni'den özel aylık alan elemanlar arasına seçildi. Böylece yahudiler saltanat sarayıyla irtibat kurmuş oldular. İşte bu irtibatlarını bazı seçkin yahudileri önemli konumlara getirmek için değerlendirdiler.

15. Yasef Nassi, Osmanlı Sarayı'yla bu kadar yakın irtibata geçince devlet yönetimi üzerinde etkinliği olan bir yahudi lobisi oluşturdu. İşte bu lobi yani Nassiler, Osmanlı Devleti'nde kurulmuş ilk yahudi lobisidir.

16. Yasef Nassi aynı zamanda dünyanın değişik yörelerine dağılmış durumdaki yahudileri Filistin topraklarına toplama fikrini taşıyordu.
Bu yüzden Nassi, siyonizmin Teodor Hertzl'den önceki asıl fikir babası olarak bilinmektedir.

17. Hatta Kanuni Sultan Süleyman ile kurduğu iyi ilişkilerden yararlanarak kendisine Filistin'in Taberiye gölü çevresinde bir miktar arazi verilmesini sağladı.
18. 2 Kasım 1839 tarihinde ilan edilen Tanzimat Fermanı, 1865'te Tıbbiye'de doğan Genç Osmanlılar Hareketi, Makedonya Rizorta Locası, Nissim Russo, Emanuel Karaso, Kazım Nami, Nissim Masliyah, Alber Ferid Aseo, Alber Fuaa, Rafael Benuziya ve Avram Galanti ve daha niceleri...

19. Osmanlı'nın yıkılmasında önemli rol alan yahudi militan kadrolarından bazılarıdır.
İspanya'dan göç eden yahudilerin İstanbul'da birinci derecede yaptıkları iş tefecilik idi. Hatta tefecilik işinde 'Galata Bankerleri' diye bir tefeci tabakası oluşturdular.

20. İstanbul Galata semtinde bulunan Komisyon Hanı ve Havyar Hanı adı verilen iki ayrı handa bu işi yürüten yahudi tefeciler devlet memurlarından ziraatçılara varıncaya kadar para sıkıntısına düşen herkese yüksek faizle borç para veriyor ve bu işten büyük kazançlar sağlıyorlardı.


21. Zamanla işi o kadar büyüttüler ki bir takım devlet kurumlarına bile faizle kredi vermeye başladılar.
Bunun yanı sıra devletin yabancı ülkelerden borç bulmasında da aracılık ediyor ve bu iş için komisyon alıyorlardı.


22. Öyle ki devletin milli geliri ve dışarıdan aldığı borçların önemli bir miktarı, tefecilik ve faiz işlemleri ile Galata bankerlerine gidiyordu.

23. Bugün Türkiye'de birçok ünlü marka, yahudi ve sabetay kökenli şahısların sahibi oldukları holding ve şirketler tarafından üretilir.
Hamburger boykotu önemlidir ama yeterli değildir. Evlerin baş köşelerinde yeralan beyaz eşyalarda gözlerden kaçmamalıdır.


24. 500. Yıl Vakfı'nın kurucusu Jak Kamhi'nin şu sözleri önemli fikirler vermektedir:
'500. Yıl Vakfı projesini ortaya koyan hahambaşılıktır. Bu proje çok daha önceden hahambaşılık tarafından düşünülmüştü. Bu işin esas patronu hahambaşı ve hahambaşılıktır.

25. Bu itibarla bizim hahambaşılıkla herhangi bir fikir ayrılığımız yoktur. Etkinliklerin ise büyük bir çoğunluğu zamanında hahambaşılık tarafından düşünülmüş etkinliklerdir.'
-Alıntıdır-
UYANIN.!
ÇAY OCAKLARI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BUNU MU İSTİYORSUNUZ!!!

CEVİZ KURDU

KARİYE CAMİİ-İKİNCİ AYASOFYA

BİR GÜN BIR ÖĞRETMEN

AHLAT